Yazılar

Hong Kong’da estetik tuzağı

Sağlık turizmi son yılların gözde etkinliği. Bundan en fazla yararlanmak isteyen sektörlerden biri ise estetik sektörü. Hong Kong’da bir güzellik kliniği kadınların zaaflarından yararlanarak milyarlık Çin anakarasından çok tatlı para kazanmayı beceriyor.

2005 yılında kurulduğu iddia edilen bu kozmetik cerrahi kliniği son birkaç ay içinde sahte bir tur şirketi ile anlaşarak işlerini bayağı ilerletmiş. Bu ikili fakirlere yardım kisvesi altında gece partileri düzenlemekte ve özellikle kadın meşhurları, yüksek mevkideki memurların karılarını ve yüksek gelirli kadın girişimcileri konuk etmektedir. Kadın konuklar bu davetlere yakışıklı erkeklerin eşlik ettiği kırmızı halıdan yürüyerek girmektedirler. Davetlerde televizyon yıldızları, adeleli genç yakışıklı erkekler ve sözde uluslararası şöhreti olan “anti-aging” (yaşlanmayı önleme) uzmanları hazır bulunmaktadır. Partinin ilerleyen evrelerinde kozmetik cerrahi firması konuk kadınlara 5 gün 4 gecelik süper lüks Hong Kong turu pazarlamaktadır. Turun adı “Lüks Hong Kong Yaşlanma Önleyici Seyahati” dir.

Tura katılanlar ilk gece 5 yıldızlı bir otele alınmaktadırlar. İkinci gün katılımcılara tıbbi bilgiler verilmekte ve gece katılımcılar Victoria Limanında bir tekne turuna çıkarılmaktadırlar. Bu tur sırasında içki ve müzik eşliğinde yakışıklı ve adeleli genç erkeklerin striptiz gösterisi sunulmaktadır.

Üçüncü gün sabahında cerrahi işlemlerin yapılabileceği ameliyathanelere çevrilmiş otel odalarında botox, dolgu enjeksiyonları, hücre tedavileri hatta burun ameliyatı gibi işlemler yapılmaktadır.

Hemen hemen tamamı Çinli olan doktorların bir kısmı kendisini diplomalı Hong Kong doktoru, bir kısmı da uluslararası ün yapmış  uzman olarak tanıtmakta ve tur katılımcılarına içlerinde kullanım izni olmayan maddeleri de içeren ilaç ve maddeler vermektedirler. Tur boyunca sahte uluslararası uzmanlar kadınları daha fazla tedavi paketi satın almak için iknaya çabalamaktadırlar.

Bu turun fiyatı 18.000 yuan (yaklaşık 2.900 Amerikan Doları) dır ve içinde yalnız hediye olarak verilen 3 dolgu (hiyaluronik asid) enjeksiyonu vardır. Hormon enjeksiyonlarının her biri yaklaşık 130.000 yuan (yaklaşık 20.642 Amerikan Doları) tutmaktadır. Bazı zengin kadınların 3.000.000 yuan (yaklaşık 483.270 Amerikan Doları) tutarındaki gençleşme paketlerini satın aldıkları görülmektedir. Tur şirketinin ve kozmetik kliniğinin her ay en az 8 tur düzenlediği ve her tura 30 kişinin katıldığı bilinmektedir. Şirketin aylık kazancının 9 milyon yuan (yaklaşık 1.450.000 Amerikan Doları) olduğu hesaplanmaktadır.

Bir Çin yayın organında (Shanghaiist) çıkan bu yazıdan sonra sahte tur şirketi ve kozmetik cerrahi kliniğinin geleceği merak konusu olmaktadır.

Haberin kaynağına aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:
http://shanghaiist.com/2015/07/09/rich-mainland-women-cheated-millions-hong-kong-luxury-tours.php

Prof. Dr. Ege Özgentaş bilimsel ve akademik kuruluşlarca (Üniversite ve Eğitim Hastaneleri) kabul görmemiş tedavi ve gençleştirme yöntemlerine dikkatli bir şekilde yaklaşılması gerektiği inancındadır.

//

Türkiye estetik cerrahide nerede?

Türkiye gelişen nüfusu ve doktor sayısı ile dünyada belirgin bir konuma doğru ilerliyor. Uluslararası Estetik Plastik Cerrahi Derneğinin (ISAPS) 8 Haziran 2015 te yayınlanan 2014 yılı istatistiklerine göre Türkiye tahmini plastik cerrahi uzmanı sayısı dikkate alındığında dünya sıralamasında 9. gelmektedir.

Dünyanın en fazla plastik cerrahi uzmanına sahip olan 30 ülkesi aşağıdaki tabloda görülmektedir:

Sıralama Ülke Plastik Cerrah Dünya Yüzdesi
1 ABD 6300 % 15.60
2 Brezilya 5.473 % 13.60
3 Çin 2800 % 6.90
4 Japonya 2.221 % 5.50
5 Hindistan 2150 % 5.30
6 Güney Kore 2054 % 5.10
7 Rusya 2000 % 5.00
8 Meksika 1550 % 3.80
9 Türkiye 1200 % 3.00
10 Almanya 1101 % 2.70
11 Kolombiya 950 % 2.40
12 Fransa 950 % 2.40
13 İspanya 942 % 2.30
14 İngiltere 865 % 2.10
15 İtalya 800 % 2.00
16 Tayvan 600 % 1.50
17 Kanada 568 % 1.40
18 Venezuella 503 % 1.20
19 Mısır 400 % 1.00
20 Peru 380 % 0.90
21 Arjantin 347 % 0.90
22 Avusturya 317 % 0.80
23 Tayland 316 % 0.80
24 Yunanistan 271 % 0.70
25 Hollanda 270 % 0.70
26 Belçika 265 % 0.70
27 İran 238 % 0.60
28 Sudi Arabistan 226 % 0.60
29 Portekiz 176 % 0.40
30 İsrail 170 % 0.40

Pek çok alanda olduğu gibi burada da Amerika 6300 plastik cerrahi uzmanı ile birinci sıradadır ve dünyadaki toplam plastik cerrah sayısının yaklaşık %16 sı bu ülkededir. Türkiye Plastik cerrah sayısı olarak (1.200) Avrupa’da ilk sırayı almakta bunu sırası ile Almanya (1.101), Fransa (950), İspanya (942), İngiltere (865), İtalya (800), Yunanistan (271), Hollanda (270), Belçika (265) ve Portekiz (176) izlemektedir.

Geçtiğimiz yıl dünyada toplam 9.645.395 adet estetik ameliyat yapılmıştır. En fazla estetik ameliyat yapılan 8 ülke aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.

Ülke Estetik Cerrah Sayısı Estetik Ameliyat Sayısı Cerrah Başına Ameliyat
Tüm Dünya 40.328 9.645.396 239
Amerika 6.300 1.483.020 235
Brezilya 5.473 1.343.293 245
Japonya 2.221 326.398 147
Güney Kore 2.054 440.583 215
Meksika 1.550 381.207 246
Almanya 1.101 287.262 261
Fransa 950 233.615 246
Kolombiya 950 252.244 266

En fazla estetik ameliyat yapılan ülkeler sıralaması ülkelerin plastik cerrah sayısı ile farklılık göstermektedir: ABD (1.483.020), Brezilya (1.343.293), Güney Kore (440.583), Meksika (381.207), Japonya (326.398), Almanya (287.262), Kolombiya (252.244) ve Fransa (233.615) ilk 8 sıradaki ülkelerdir.

Görüldüğü gibi Türkiye ilk 8 ülke sıralamasında yoktur. Bunun nedeni ülkemizdeki istatistik bilgilerinin yeterli tutulmaması veya bildirilmemesi olabilir. Estetik ameliyatlar SGK tarafından ödenmediği için istatistiklerde görülmüyor olabilir. Ayrıca Uluslararası Estetik Plastik Cerrahi Derneği (ISAPS) bu bilgileri üyelerine gönderdiği formlardaki rakamlara göre hesaplamaktadır ve üyelerin gönderdiği rakamların doğruluğu denetlenememektedir.

ISAPS istatistiklerine aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:
ISAPS International Survey on Aesthetic/Cosmetic Procedures Performed in 2014

//

Laboratuvarda yeni meme yapılabilecek mi?

Memeler anneliğin ve bereketin olduğu kadar kadın güzelliğinin de sembolüdür.

Memelerin doğuştan nedenler ile gelişmemiş olması veya daha sonra çeşitli hastalıklara bağlı olarak ameliyat ile alınmaları kadınlarda ciddi psikolojik sorunlar yaratabilmektedir.

Günümüzde normalden küçük memeler için çeşitli yöntemler ile meme büyütme işlemleri yapılabilmektedir. Bunların içinde en sık kullanılanları silikon jel protezler ve kişinin kendi yağı enjekte edilerek yapılan meme büyütme ameliyatlarıdır.

Hastalık nedeni ile bir veya iki göğsü alınan kadınlarda yeniden meme oluşturma işlemine “meme rekonstrüksiyonu” adı verilir. Meme rekonstrüksiyonu estetik meme büyütme işlemine göre daha karmaşık bir ameliyattır. Silikon jel protezler kullanılarak yapılabildiği gibi vücudun çeşitli yerlerinden parçaların (dokuların) meme bölgesine taşınması ve burada şekillendirilmesi ile de yapılabilmektedir.

Bütün yukarıda anlatılan işlemler ameliyat gerektirmektedir ve hiçbirinde yeniden oluşturulan meme gerçek meme dokusu içermemekte yalnızca görüntü olarak memeyi taklit etmektedir.

Son zamanlarda bilim insanları doku ve organları oluşturan kök hücreler üzerindeki araştırmaları yoğunlaştırmışlardır. Almanya’da yapılan bir araştırmada insanlardan alınan canlı meme hücreleri laboratuvar ortamında (buna kültür vasatı denilir) üretilmiş ve mikroskopik düzeyde yeni meme gelişimi görülmüştür.
(http://dev.biologists.org/content/early/2015/06/09/dev.123554)

Laboratuvarda mikroskopik olarak yeni meme geliştirilmesi demek normalde alışık olduğumuz boyutlarda bir memenin ortaya çıkartıldığı anlamına gelmemektedir. Ancak bu bir başlangıçtır ve çalışmalar ilerledikçe gözle görülür boyutlarda bir memenin de yeniden yapılabilmesi olasılık dahilindedir. Hücrelerin laboratuvar ortamında çoğaltılarak organları yeniden oluşturma çabaları yıllardır dürmektedir. Buna doku mühendisliği adını verenler vardır. Doku mühendisliği günümüzde yeni deri ve yeni kıkırdak yapımı konusunda epey ilerleme kaydetmiştir. Ama hala ortaya çıkan ürünler miktar olarak çok sınırlı ve maliyet olarak çok yüksektir. Bu nedenle toplumda yaygın olarak kullanıldıkları söylenemez.

İlerlemeler ne kadar yavaş olursa olsun bilim hücrelerin çoğalarak organları oluşturmasını çözme yolunda çabalarını sürdürmektedir. Eskiyen kalp, karaciğer, böbrek ve hatta beyin gibi organlarımızın kendimizden alınan hücreler ile laboratuvarlarda yeniden yapıldığı günleri belki bizler yaşam süremizde göremeyeceğiz. Ancak bütün bunlar birgün mutlaka gerçekleşecektir.

Meme kanseri veya başka nedenler ile memeleri alınmış kadınlara laboratuarda hazırlanmış meme dokusu ile yeniden süt salgılayabilen gerçek memeler kazandırmak bugün hayal olsa da gelecekte mümkün olacaktır.

İlgili konular:

//

Kontakt lensler gözkapaklarında düşüklük yapabiliyor.

Göz çevresi güzelliğinde gözkapaklarının konumu belirleyici bir faktördür. İki gözkapağı pozisyonu arasındaki bir milimetrelik bir fark bile hemen dikkati çeker ve estetiği olumsuz etkiler.

Gözümüzün gören kısmına yani saydam kısmına kornea adı verilir. Bu saydam tabaka daire şeklindedir. Normal şartlarda gözler tam açık durumda iken üst gözkapakları bu saydam dairenin üst kenarını en fazla birkaç milimetre örtmelidir. Eğer üst göz kapağı saydam dairenin üst yarımını önemli ölçüde örterse buna tıp dilinde pitoz (ptosis) adı verilir. Ptosis hem görmeyi hem de göz estetiğini olumsuz yönde etkiler. Kapaklardaki düşüklük (ptosis) iki taraflı olabildiği gibi tek taraflı da olabilir.

Pitoz (ptosis) doğuştan olabildiği gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak sonradan da ortaya çıkabilir.

Kontakt lensler hem görme kusurlarının düzeltilmesi hem de göz estetiğine katkıları nedeni ile tüm dünyada çok yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Genel olarak zararsız kabul edilen kontakt lensler ile ilgili olarak  “Aesthetic Surgery Journal” ın Mart 2015 sayısında yayınlanan bir makale bunların güvenilirliği hakkında kuşku yarattı. Amerikan Estetik Cerrahi Derneği (ASAPS) nin yayın organı olan bu dergideki yazı eş yumurta ikizlerinde yapılan bir çalışmayı anlatıyor.  192 eş yumurta ikizinde (yani 96 ikiz kardeşte) yapılan araştırma kontakt lens takanlarda üst gözkapaklarında düşüklüğün daha fazla görüldüğünü göstermiştir. Ayrıca sert lenslerin yumuşak lenslerden daha fazla kapak düşüklüğü yaptığı da gösterilmiştir.

Kontrakt lenslerin nasıl gözkapağı düşüklüğü yaptığı tam olarak bilinmemektedir. Kişilerin lensi takıp çıkartırken kapakta yaptıkları çekiştirmeler buna neden olabildiği gibi lensin kendisi de üst gözkapağının iç kısımlarında tahrişe ve küçük yırtılmalara yol açarak bu durumu ortaya çıkartabilir.

Her ne kadar kontakt lenslerin meydana getirdiği kapak düşüklüğü ortalama olarak bir milimetreden daha az olsa da bu küçücük farkın bile estetik olarak hemen dikkati çekeceğini belirtmekte fayda vardır.

Pitozun yani üst gözkapağı düşüklüğünün cerrahi olarak tedavi edilebilen bir durum olduğunu hatırlatalım. Üst gözkapağının dışından veya içinden yapılan kesiler ile kapağı yukarı kaldıran minik adele ameliyat ile daha etkin çalışır hale getirilmektedir.

İlgili yazılar:

Göz Estetiği

(function(i,s,o,g,r,a,m){i[‘GoogleAnalyticsObject’]=r;i[r]=i[r]||function(){
(i[r].q=i[r].q||[]).push(arguments)},i[r].l=1*new Date();a=s.createElement(o),
m=s.getElementsByTagName(o)[0];a.async=1;a.src=g;m.parentNode.insertBefore(a,m)
})(window,document,’script’,’//www.google-analytics.com/analytics.js’,’ga’);

ga(‘create’, ‘UA-44005840-4’, ‘auto’);
ga(‘send’, ‘pageview’);

 

Milliyet gazetesi Türkiye’de sağlık ekinde Prof. Dr. Özgentaş ile söyleşi

Milliyet gazetesinin 31 Mayıs 2015 Pazar günü çıkan “Türkiye’de Sağlık” ekinde Prof. Dr. Ege Özgentaş meme estetiği hakkında az bilinen konular hakkında bir yazı yayınladı. Meme büyütmede silikon protez ve yağ enjeksiyonu ile büyütme arasındaki farklar, meme sarkmasının nedenleri, kısa süreli meme büyütme ve ergenlerde estetik ameliyatların ele alındığı bu yazıda Prof. Dr. Özgentaş halk arasında yanlış bilinen bazı noktalara da değindi.

Yazıyı okumak için tıklayınız

//

Ergenlere estetik yeniden gündemde

Kylie Jenner Amerika’da iyi tanınan bir televizyon yıldızı. Bir süredir görüntüsünde değişiklik olduğu için estetik yaptırdığı öne sürülen yıldız nihayet dudak dolgusu yaptırdığını açıkladı. Bu açıklama derhal yoğun tartışmalara yol açtı. Daha 17 yaşında olan Kylie’nin reşit olmadığı halde dudak estetiği yaptırması bazı çevrelerce kınandı.

17 yaş henüz vücut gelişiminin tamamlanmadığı ve kişilik gelişiminin devam ettiği bir yaştır. Pek çok ergende gelişme çağında vücut algılaması ile ilgili sorunlar olabilir ancak bunların önemli bir kısmı gelişimin tamamlanması ve olgunlaşma ile kendiliğinden ortadan kalkar. Gerçek estetik bozuklukları ise reşit olduktan sonra her yaşta düzelttirmek mümkündür.

Medya yıldızları özellikle gençleri çok derinden etkilemektedirler. Bu etkileme çoğu zaman olumsuz yönde olmaktadır. Özellikle Güney Kore ve Singapur gibi ülkelerde gençler batılı artistlere benzemek için internette gördükleri güvensiz cihazları satın alarak yüzlerinde değişiklik yapmaya çalışmaktadırlar. Göz kapaklarını batılılara benzetmek için taktıkları özel kıskaçlı gözlükler, burunlarını kaldırmak için burun deliklerine taktıkları açıcı cihazlar, çene kenarlarını inceltmek için kullandıkları deriyi ezen el silindirleri bunlara örnek olarak verilebilir. Aslında bunların hiçbiri yarar sağlamadığı gibi bazı durumlarda yaralanma ve sekellere de yol açabilmektedirler. Ancak ergenleri anlamak ve ikna etmek zordur.

Burada estetik cerrahlar ve aileler de sorumluluk almalı ve ergenlerin istekleri gerçekçi değilse yerine getirmektense zor da olsa onları ikna etme yoluna gidilmelidir.

Prof. Dr. Ege Özgentaş zorunlu durumlar dışında ergenlere estetik cerrahi yapılmasını uygun görmemektedir.

//

Rhinoplasty Society Başkanı Bir Türk

Rhinoplasty Society (Burun estetiği derneği) 1996 yılında 22 plastik cerrah tarafından kuruldu. Kurucuların hepsi Amerika ve Dünya çapında burun estetiğinde isim yapmış plastik cerrahlardı. Kar amacı gütmeyen bu kuruluşun amacı burun estetiğine ilgi duyan plastik cerrahlar arasında bilimsel bilgi alışverişi yapmak ve burun estetiğinin gelişmesine katkıda bulunmaktır.

Günümüzde burun estetiğinde dünyadaki en saygın kuruluş kabul edilen bu gruba bugüne kadar hep Amerika’lı plastik cerrahlar başkanlık yapmıştır. Bu yıl ilk kez Rhinoplasty Society başkanlığına Amerika dışından biri ve bir Türk Plastik Cerrah, Prof. Dr. Onur Erol seçildi. Ülkemiz için büyük bir gurur kaynağı olan bu başarısı için kendisini kutluyoruz.

Amerikan Estetik Cerrahi Kongresi Montreal’de yapıldı

Dünyanın en prestijli estetik cerrahi kongresi olan Amerikan Estetik Cerrahi Derneği (ASAPS) kongresi bu yıl Kanada’nın Montreal kentinde yapıldı. Kongrenin yapıldığı “Montreal Kongre Sarayı” (Palais des congres de Montreal) dev salonları, gözalıcı mimarisi ve modern teknolojisi ile insanı hayran bırakan bir yapı. Amerika dışından da katılımcıları olan kongrede 4 gün boyunca estetikteki son yenilikler tartışıldı.

Türkiye’den Prof. Dr. Ege Özgentaş ve 10 kadar estetik plastik cerrahın katıldığı bu kongrede öne çıkan başlıkları ve önemli noktaları sitemiz sayfalarında sizlerle paylaşacağız.

Prof. Dr. Ege Özgentaş ASAPS kongresine gidiyor

Amerikan Estetik Cerrahi Derneği (ASAPS) kongresi bu yıl Kanada’nın Montreal şehrinde yapılıyor. Prof. Dr. Ege Özgentaş ve eşi Psikolog Uğur Özgentaş, Op. Dr. Naci Çelik ve Prof. Dr. Onur Erol kongreye katılmak üzere Atatürk Havalimanındalar.

İsviçre hayvansal hücre ile yaşlanma önleyici tedavileri soruşturuyor

İsviçre yaşlanma önleyici tedavilerin yapıldığı özel klinikleri ile meşhurdur. Bu kliniklerde hayvan ceninlerinden alınan hücreler insanlara enjekte edilerek dokuların yenilenmesi yani gençleşme sağlandığı iddia edilmektedir.

Hayvan fetus (cenin) hücrelerinin insanlara enjekte edilmesi 1930 larda İsviçreli bir hekim olan Paul Niehans tarafından uygulanmaya başlamıştır. Bu yöntemle paratiroid, karaciğer, pankreas, böbrek, kalp, timus ve dalak gibi organlarda yenilenme sağlandığı iddia edilmiştir. 1950 lerde hayvan cenin hücreleri dondurularak saklanmaya ve ihtiyacı olanlarda eritildikten sonra enjekte edilmek suretiyle kullanılmaya başlanmıştır.

Avrupa’lı hekimler tarafından kısmen kabul gören bu tedavi Amerika’da yasal olarak kabul görmemiştir.

İsviçre’de Lausanne ve Montreux şehirleri arasında göl kıyısında hayvansal hücreler ile yaşlılık önleyici tedaviler yapan çok sayıda klinik mevcuttur. Buralara Çin, Ortadoğu ve Rusya’dan gelen zengin kişiler ciddi miktarlar ödeyerek tedavi yaptırmaktadırlar.

İsviçre Sağlık Bakanlığı 2014 yılında 30 un üzerinde kliniğe uyarıda bulunarak bu tedavileri durdurmalarını bildirmiştir.

Başta Çin Medikal Turizm temsilcileri olmak üzere bu klinikler yaptıkları tedavilerin etkili ve yararlı olduğunu öne sürerek karara itiraz etmişlerdir.

İsviçre sağlık bakanlığı izinsiz olarak hayvan hücresi enjeksiyonu yapan çok sayıda klinik hakkında yasal soruşturma başlattığını duyurmuştur.

İnsan veya hayvandan olsun, başkasından alınan canlı hücreler ile yapılan tedaviler risklidir. Çünkü bu hücrelerin hangi koşullarda nasıl davranacakları henüz tam anlaşılmamıştır. Verilen hücrelerin faydalı işler yapması beklenirken istenmeyen zararlı etkileri ortaya çıkabilir ve bunun nasıl önleneceği henüz bilinmemektedir. Bu nedenle tıp otoriteleri tarafından önerilmeyen tedavilere itibar etmemekte yarar vardır.