Anne Olmanın Bedelleri Ödenebilir mi?


Annelik hayattaki en kutsal görev. Neslimizin devamı ancak “anne” olan kadınlar sayesinde mümkün. Anneler bu müthiş ve yerine konulamaz görevlerini sürdürürken çok ciddi sorumluluklar yükleniyorlar. Ayni zamanda anneler kendi vücutlarından da birşeyler kaybediyorlar. Doğumdan sonra pek çok kadının vücut anatomisi eskisi gibi olmamaktadır.

Ortaya çıkan değişiklikleri inceleyelim:

Karın bölgesi

Hamileliğin dışardan farkedilen en önemli belirtisi karnın şişmeye başlamasıdır. Bebek geliştikçe giderek artan bu genişleme karın duvarında önemli değişiklikler yapar

Karın derisi

Normal gerginliğinin çok fazlasına kadar genişleyen deride gerginliğe bağlı yırtılmalar olur. Bu yırtılmalar bizim anladığımız anlamda gözle görülen ve deride kanamalı açık yara oluşturan yırtılmalar değildir. Burada derinin alt tabakası olan ve tıbbi adı “dermis” olan derin kısmı yırtılır. Derinin üst (görünen) tabakası sağlam kaldığı için bu yırtıklar başlangıçta farkedilmez. Her yaralanmada olduğu gibi bu derin deri yırtıkları da zamanla iyileşir ve az veya çok bir iz bırakır. İşte dışardan farkedilenler iyileşme sonrası kalan izlerdir. Halk arasında bunlara “deri çatlakları” veya “gebelik çizgileri” adı verilir. Tıbbi adı ise “stria” dır. Bu izler bir kere oluştuktan sonra maalesef kesin bir tedavileri yoktur ve ömür boyu kalabilirler.

Karın derisindeki gerginlik başlangıçta ciddi bir alan genişlemesine ve gevşemeye yol açar. Doğum sonrası bu gevşeme geri dönebilir ve karın derisi tekrar gerginleşerek kendisini toplayabilir. Ama deriyi gergin tutan elastik liflerin ciddi hasar görüp görevini tam olarak yapamaz hale geldiği durumlarda gevşeyen karın derisi sarkar ve kasığa doğru bir birikme ve kendi üstüne katlanma oluşturur.

Karın kasları

Karın bölgesi iç organlar tarafından sürekli olarak dışa doğru bir baskı altındadır. Bu baskıyı önlemeye karın derisinin gücü yetmez. Karnı gergin tutma görevi karın duvarını oluşturan adaleler tarafından yerine getirilir. Karın içinde yavru bebek (tıbbi adı “fetüs” dür) büyüdükçe bu adaleler de ciddi bir basınç altında gerilirler. Bazan bu adalelerde yırtıklar oluşabilir ve bu da ayni çatlaklarda olduğu gibi dışardan farkedilmez. Doğum sonrası genelde kaslardaki gerginliğe bağlı gevşeme düzelir. Ancak bazı durumlarda karın kasları eski gerginliğine dönemez ve yırtıklar ilave bir gevşeme yaratır. Bu durumda karın içi baskıya dayanamayan karın duvarı yeterli gerginlik oluşturamadığından ciddi bir bombelik ortaya çıkar.

Memeler

Gebelik süresince memeler giderek büyür ve emzirme devam ettiği sürece bu büyüklük sabit kalır. Emzirme sonrasında memeler genellikle eski boyutlarına döner. Ancak meme derisinde ayni karında olduğu gibi çatlaklar ve kalıcı gevşeme ve genişlemeler oluşabilir. Derinin esnekliğini kaybetmesi memelerin sarkmasına neden olur. Bunun dışında genişleyen memelerin emzirme sonrası büyük olarak kalmaları da rastlanan durumlardandır.

Kilo değişimi

Gebelik boyunca anne kilo alır ve doğum sonrası genellikle bu fazla kilolar geri verilir. Ancak nadir olarak gebelik sonrası alınan kiloların tam olarak geri verilemediği durumlar olabilir ve bu da annenin genel vücut görüntüsünü olumsuz olarak etkiler.

Yukarıda anlatılan olaylar bazı annelerde doğum sonrası belirgin vücut görüntüsü bozuklukları oluşmasına yol açar. İşte anne olmanın güzellik açısından ödenen bedelleri bunlardır. Bütün anneler doğum sonrası eski vücut güzelliklerine kavuşmayı hak etmektedirler.

Anneyi yeniden yaratmak (Mommy Makeover)

Yaz aylarının en önemli özelliklerinden biri de denize girilmesidir. Plajlar hem erkek hem de kadınların vücutlarını sergileme imkanı bulduğu yerlerdir. Özellikle kadınlar buralarda vücutlarına güveniyorlar ise bunu sergileyerek gururlanmak isterler. Annelerin de bu konuda diğer kadınlardan bir farkları yoktur. Ancak doğumun yarattığı olumsuzluklar çok belirgin ise daha kapalı mayoları tercih etme eğiliminde olabiliyorlar. Plastik Cerrahi annelerin bu sorunlarını düzeltmek için çeşitli seçenekler sunmaktadır.

Amerikalılar ameliyatlara değişik ve çarpıcı isimler vermekte ustadırlar. Doğum sonrası vücutları bozulan annelere düzeltici bir ameliyatlar paketi hazırlayarak bunu “Mommy Makeover” yani anneyi yeniden düzeltmek ismi ile tanıtmışlardır. Bu paket içinde karın germe, meme güzelleştirme ameliyatı ve liposuction ameliyatı tek tek veya birlikte olarak hastaya teklif edilmektedir.

Kadın vücudu

İster önden isterse arkadan bakıldığında, güzel kadın vücudunun erkeklerden farklı özellikleri vardır. Kadınlarda ince ve uzun bir boyundan sonra çok geniş olmayan omuzlar ancak onların hemen altında çıkıntıları yanlara da genişleyen memeler bulunur. Memelerin altında incelen bir bel ve daha sonra belirgin çıkıntı yapan kalçalar gelir. Kalçaların çıkıntısı düzgün bir şekilde daralarak dizlere kadar iner. Pek çok kültürde bu görüntüye “kum saati” yakıştırması yapılır. Bu görüntü kadın genetik yapısı ile ilgilidir ve eğer bozuk ise yaygın inanışın aksine kilo alıp verme ya da spor yapmak ile kolayca düzelmez. Spor yapmak kilo fazlalığını giderebilir ve adaleleri kuvvetlendirir ancak kadın vücuduna istenen görüntüyü veremez. Zaten kadınlarda erkeklerin aksine gelişmiş ve dikkati çeken adaleler estetik yönden çekici bir görüntü de vermezler.

Annenin gerek duyduğu başlıca ameliyatlar

Biz plastik cerrahlar vücudu bozulmuş bir anneyi tedavi etmek için bazı inceleme ve buna göre planlamalar yaparız. Vücudun üst kısımlarından başlayarak gözden geçirelim:

Memeler

Hormonal değişiklikler ve süt dolması nedeni ile en fazla etkilenen bu organda şu değişiklikler olabilir:

Sarkıklık

En sık görülen bozukluktur. Nedeni aşırı genişleme ve sonrasında tekrar küçülme sonucu derinin gevşeyip sarkmasıdır. Deriye bağlı olan meme başı (areola) da aşağı doğru sarkar. Meme dokusu ile deri arasında mevcut olan bağlar gevşediği veya uzadığı için meme dokusu normal olması gerekenden daha aşağı sarkar. Memelerin dışarı doğru yaptığı çıkıntı azalır. Bu durum aslında meme dokusunda bir azalma olmasa bile memelerin küçüldüğü izlenimini verir. Tedavisinde “meme dikleştirme” ameliyatları yapılır. Yeri aşağı doğru kaymış olan meme başı yukarı doğru yükseltilir. Sarkmış ve etrafa yayılmış olan meme dokusu özel dikişler ile tekrar koni şekline getirilir. Bu sayede memelerin hem dikliği hem de öne doğru olan çıkıntısı arttırılır. Bu işlem memelerin görüntü ve çekiciliğini önemli ölçüde olumlu etkiler.

Büyük ve sarkık kalma

Emzirme bitiminde memelerin eskisine göre biraz daha büyük kalması rastlanan bir durumdur. Genellikle sarkıklık ile birlikte görülür. Bu durumda hem meme küçültme hem de dikleştirme ameliyatı birlikte yapılır.

Küçülme

Emzirme kesildikten ve fazla kilolar verildikten sonra memeler eskisine göre küçülmüş hale gelebilir. Bu durumda uygun bir yöntemle meme büyütme ameliyatı yapılır (silikon meme implantları veya kişinin kendi yağ dokusu ile büyütme)

Bel ve karın bölgesi

Memelerden sonra en fazla etkilenen kısım karın bölgesidir. Buradaki değişikliler farklı tabakalar göre değişir.

Karında en sık görünen bozukluk “Stria” adı verilen gebelik çizgileri veya çatlaklarıdır. Bunu karın derisinde sarkma ve karında bombelik izler. Bunların oluş nedenlerini yazının başında anlatmıştım.

Karındaki bozukluklar genellikle “karın germe” (tıptaki adı Abdominoplasti) denilen ameliyat ile düzeltilir. Burada iki işlem yapılır:

1. Karın derisi gevşetilerek aşağı doğru çekilir ve fazla kısmı kesilerek atılır. Bu işlemde genelde göbeğin altındaki deri tamamen çıkartılır ve gebelik çatlaklarının pek çoğu ortadan kaldırılmış olur. Göbek üstündeki çatlaklar ise karın alt kısımlarına çekilmiş olduğundan daha az dikkati çeker.

2. Karın dersi altındaki gevşemiş veya yırtılmış olan karın duvarı kasları sağlam dikişler ile ortaya doğru birleştirilir. Bu şekilde sağlamlaşan karın duvarı iç organları içeri doğru bastırarak karındaki bombeliği giderir.

Kalça ve bacaklar

Bazı annelerde doğum sonrası alınan fazla kilolar geri verilemeyebilir. Bu, vücuttaki yağ birikmesine bağlıdır.

Yağ dokusu bel, kalça ve basenler başta olmak üzere her bölgede birikebilir. Nadir durumlarda bunun tam tersi de olabilir ve kalçalar küçülebilir. Bu olaylar kadın vücudunun istenen şeklinin bozulması anlamına gelir.

Tedavi prensibi şu şekildedir: Fazlalık olan bölgelerdeki yağ dokusu alınır ve eksiklik olan bölgelere verilir. Bir yere verilmese bile alınan yağ dokuları asla atılmaz ve ileride kullanılma olasılığına karşı derin dondurucuda (-80 derecede) saklanır.

Sonuç

Kadınlar anne olduklarında kendi vücutlarından çok önemli tavizler vermektedirler ve biz plastik cerrahi uzmanları bu olumsuzlukları gidermek için onlara değişik tedavi seçenekleri sağlamaktayız.


Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz:


Mastektomi Sonrası Meme Rekonstrüksiyonu

Kanserli Meme Alındıktan Sonra Yeni Meme Yapılması

Meme kanseri tüm tıbbi ilerlemelere karşın hala ciddi bir hastalıktır ve çoğu zaman tedavi sonrası memede belirgin bir şekil bozukluğu bırakır. Bazı durumlarda da bir veya iki memenin tamamen alınması gerekebilir.

Memelerin Psikolojik, Fizyolojik ve Cinsel Etkileri

Memelerin bebeklerin beslenmesindeki önemi üzerinde konuşmak gereksiz. Bütün memeli hayvanlarda ve insanlarda soyun ilerlemesi için anne sütü en gerekli ve en sağlıklı besindir. Kadınlarda belirgin memeler daha dişi ve üretken kadını temsil eder. Pek çok kültürde ve coğrafyada erkekler genellikle cinsel ilişkilerinde dolgun memeli kadınları tercih etmektedirler. Ayni şekilde pek çok kültür ve coğrafyada dik ve dolgun memelere sahip olmak kadınlar için arzu edilen ve gurur veren bir durumdur. Memelerin sekonder cinsel organ olarak kabul edilmeleri de oldukça yaygındır.

Meme Yokluğu veya Kaybı

Memeler genetik olarak çok küçük olabilir. Nadir olarak da doğuştan genellikle bir tarafta mevcut olmayabilir. Ama günümüzde meme yokluğunun en önemli nedeni meme kanseri nedeni ile bir veya iki memenin alınmasıdır. Ayrıca “koruyucu meme alınması – prophylactic mastectomy” ameliyatı da ciddi sayıda kadında iki taraflı meme yokluğu yaratmıştır. İleride meme kanserine yakalanma olasılığı yüksek olan kadınlara yapılan bu ameliyat bir zamanlar çok popüler idi. Ancak günümüzde eski popülerliği kalmamıştır.

Mastektominin Ruhsal Etkileri

Meme(lerin) alınması kadınlar üzerinde çok derin bir yıkım yaratır. Vücut bütünlüklerinin kaybolduğunu ve kendilerinin “eski ben” olmadıklarını düşünürler. Pek çoğu meme(leri)nin alınmış olduğunu kimsenin bilmemesini ister ve bu durumu saklamak veya kamufle etmeye çalışırlar. Cinsel yaşamlarında olumsuzluklar ortaya çıkar.

Meme Rekonstrüksiyonu

1980 li yıllardan itibaren plastik ve rekonstrüktif cerrahlar tarafından kanser nedeni ile memesi alınmış kadınlara kendi vücutlarından getirilen parçalar ile yeni meme yapılmaya başlandı. Daha sonraki yıllarda meme kanseri ameliyatlarının şekli değişti ve daha az deri ve doku çıkartılarak yapılmaya başlandı. Bu durum silikon meme implantları ile meme rekonstrüksiyonunun daha kolay ve daha sık yapılmasına imkan sağladı. Bu ameliyatların kadınlar için büyük bir umut ve mutluluk kaynağı olması beklenirken hala dünya ölçüsünde kanser ameliyatı sonrası yeni meme oluşturulmasını isteyen kadınların sayısı beklenen düzeyde değildir.

Yeni Meme Oluşturulmasına Karşı Çıkan Akımlar

İki Taneye İhtiyacım Yok – I DON’T NEED TWO

Melissa Jansen sol memesş alındıktan sonra rekonstrüksiyon istememiş ve tek meme ile de mutlu bir yaşamın mümkün olduğunun savunuculuğunu yapmaya başlamıştır.

Melissa Jansen 2017 yılında meme kanserine yakalanıyor ve sol memesi alınıyor. Yeni meme yapılmasını istemiyor ve kendisini tek memeli (uniboober) olarak ilan ediyor. Memesi alınan kadınların özel bir sütyen kullanmadan ve meme rekonstrüksiyonu yaptırmadan mutlu ve özgüvenli olarak yaşayabileceklerini öne sürüyor. “İki taneye ihtiyacım yok” sloganı ile bir web sayfası oluşturuyor ve ayni sloganla sosyal medyada aktivist olarak çalışıyor. Merak edenler sosyal medyadaki paylaşımlarını aşağıdaki bağlantılardan izleyebilirler:
https://www.idontneedtwo.com/
https://www.instagram.com/idontneedtwo/

Şimdi Düz Kapatma Zamanı – Flat Closure Now

Kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan “şimdi düz kapatma zamanı” (flat closure now) isimli sivil toplum örgütü oldukça değişik bir misyona sahip. Amaçlarını kendi web sitelerindeki https://www.flatclosurenow.org/ ifadeleri ile anlatalım:

1998 de Amerikan Kongresinin meme kanseri nedeni ile memeleri alınmış olan kadınların yeni meme yaptırma ameliyatlarının sigorta kapsamına alınması kararından sonra meme rekonstrüksiyonlarında %35 gibi çok hızlı bir artış oldu. Bu karar rekonstrüksiyon isteyen ancak parası olmadığı için yaptıramayan kadınlara rahat bir nefes aldırdı. Ancak bu kararın “düz yaşamak” isteyen kadınlar üzerinde beklenmedik etkileri oldu. Son yıllarda özellikle genç kadınlardan oluşan meme kanserliler üzerinde öncelikleri ve değer yargıları ile uyuşmadığı halde meme rekonstrüksiyonu için bir baskı oluşturulmaya başlandı. Dikkatimizi çeken şu oldu: bir kadın düz yaşamayı tercih ettiğinde kararı sıklıkla dikkate alınmamaktadır. Nedeni yapısal şekilcilik yani rekonstrüksiyon kadın için yararlıdır ve yapılmalıdır görüşü nedeni ile cerrahın kadının istememesine rağmen ileride fikir değiştirebilir düşüncesi ile ameliyatta fazla deri bırakmasıdır. Bu da düz ve pürüzsüz bir göğüs duvarı görünümünü bozmaktadır. Kuruluşumuz tek bir ses olarak meme tedavisi yapanlardaki “cerrah en iyisini bilir” ve bütün mastektomi hastalarına “bütün” veya “mutlu” hissetmeleri için rekonstrüksiyon yapılmalıdır şeklindeki şekilci ve korumacı kavramları ekarte etmek ve engellemek için çalışacaktır.

Düz Yaşamak – Going Flat

Düz yaşamak” meme kanseri nedeni ile memeleri alınmış kadınların yeni meme yapılmasını yani meme rekonstrüksiyonunu reddetmeleri hatta dıştan takılan protez ve dolgulu sütyenleri bile kullanmayarak yaşamlarını göründükleri gibi sürdürmelerini öneren bir akımdır. Bunu “düz devam etmek” olarak da isimlendiriyorlar. Amerikada yapılan bir çalışma meme kanseri sonrası rekonstrüksiyon ile ilgili farkındalığın artmasına karşın son yıllarda memeleri alındıktan sonra bilinçli olarak yeni meme yapılmasını istemeyen kadınların sayısında bir artış olduğunu göstermiştir. Hatta silikon meme implantları ile meme rekonstrüksiyonu yaptırmış olanların da bu implantları çıkarttırarak düz yaşamı tercih ettikleri görülmektedir.

Düz Devam Etme Tercih Nedenleri

  • Meme alınması ameliyatından sonra yeni ameliyatlar olmak istememek.
  • Yeni meme oluşturma ameliyatı ile ilgili bazı sıkıntılara katlanmak istememek
  • Yapılan yeni memenin umdukları kadar tatmin edici olmama ihtimali
  • Meme rekonstrüksiyonu sonucu bazı durumlarda ileri yıllarda beklenmeyen bozuklukların yani komplikasyonların ortaya çıkma olasılığı
  • Meme rekonstrüksiyonunun bazı durumlarda memenin alınmasından daha sıkıntılı bir ameliyat olması

Bazı kadınlar memelerin mevcut olmasının seksüel bir obje olarak gerekli olduğu görüşüne karşı çıkmaktadırlar. Memeler olmadan da kadının güzel ve seksi olabileceğini, kendileri görüntülerinden mutlu iseler çıkıntısı olmayan düz göğüslerini saklamak gereği duymadan görünür olabileceklerini savunmaktadırlar.

Konunun Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Açısından Değerlendirilmesi

Biz plastik rekonstrüktif ve estetik cerrahlar tedavilerimizi hastalarımızın istekleri doğrultusunda planlarız. Meme kanseri nedeni ile mastektomi yapılmış bir hastayı asla yeni meme oluşturma konusunda zorlama veya ikna etme yoluna gitmeyiz. Hasta bunu arzu ediyor ise elimizden gelenin en iyisini yapmak da görevimizdir.

Meme Rekonstrüksiyonu

Başlangıçta meme alındıktan sonra bu şekilde yaşamak hasta için bir kaderdi. Ancak 1970 li yılların sonlarında dünyada ve Türkiye’de çeşitli yöntemler ile meme rekonstrüksiyonu yapılmaya başlandı. 1980 li yıllara kadar meme kanseri için yapılan ameliyatlarda hem meme hem de altındaki adaleler alınıyor ve göğüs duvarı üzerine deri yaması konuluyordu. Bu durumlarda yeni meme yapmak için bu bölgeye bol miktarda yeni doku getirilmesi gerekiyordu. Sorun karın derisinin veya sırt derisinin özel şekilde taşınarak buraya getirilmesi ile çözüldü. Ancak bu ameliyatlar çok kez meme kanseri ameliyatından daha komplike ameliyatlar idi ve en az iki çoğu zaman da daha fazla sayıda ameliyat ile tamamlanabiliyorlardı. Bu da hem maddi hem de fiziksel olarak ciddi bir sıkıntı yaratıyordu. Daha sonraki yıllarda meme kanserinde meme derisini koruyucu hatta meme koruyucu ameliyatlar yapılmaya başlandı. Bu da meme rekonstrüksiyonunu kolaylaştırdı. Çünkü yeni meme yapımında en büyük sorun olan deri eksikliği ciddi ölçüde azalıyor veya ortadan kalkıyordu. Ayrıca alınan meme dokusunun yerine silikon meme implantları konularak eksik volüm kolaylıkla tamamlanmaya başladı. Ancak meme alınmasından sonra radyoterapi (x-ray) tedavisi ve kemoterapi yapılması bir yabancı cisim olan silikon implantların iltihaplanması veya dışarı atılmasına neden olabiliyordu. Bu da yapılan çabaların boşa gitmesi anlamına geliyor ve hastada ciddi bir umutsuzluk ve pişmanlığa yol açıyordu. Meme rekonstrüksiyonundaki ilerlemeler sürmekte ve giderek daha doğal, kalıcı ve mutlu edici sonuçlar alınmaktadır. Aslında en güvenilir rekonstrüksiyon yabancı bir madde kullanmadan vücudun kendi dokuları ile yapılanıdır. Son yıllarda hastanın kendi yağı kullanılarak yapılan meme rekonstrüksiyonu umut verici sonuçlar yaratmaktadır. Prof. Dr. Ege Özgentaş uygun hastalarda kendi yağlarını kullanarak meme rekonstrüksiyonu yapmayı tercih etmektedir.

Sonuç

Herkesin yaşamları ve kendi vücutları hakkında kişisel tercihleri vardır ve bunlara saygı duyulmalıdır. Meme rekonstrüksiyonu bir mecburiyet değil arzu edildiği takdirde yapılabilen bir ameliyattır. Rekonstrüksiyon karşıtı akımlar muhtemelen derin acı, çaresizlik ve umutsuzluğun getirdiği arayışların bir ürünüdür. Kalıcı olma olasılıkları zayıftır. Mastektomi sonrası meme rekonstrüksiyonu daha mükemmele gittikçe kadınların düz bir göğüs kafesi ile mutlu olarak yaşayabilecekleri fikri daha az taraftar bulacaktır.


Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz:


Silikonlu Memeden Süt Gelir mi ?

Silikon Taktırdıktan Sonra Emzirme

Meme büyütme ameliyatları daha çok gençlerde uygulanmaktadır. Her ne kadar kendi yağı ile meme büyütme giderek artan sayıda yapılmakta ise de hala en etkili ve kolay meme büyütme yöntemi silikon meme protezi kullanılarak yapılan büyütmelerdir.

Doğurganlık dönemindeki kadınların estetik meme ameliyatları ile ilgili en büyük kaygıları daha sonra bebeklerini emzirip emziremeyecekleridir.

Her meme süt verir mi?

Memelerin doğum sonrası süt verip vermeyeceği önceden bilinemez. Bazı annelerin bebeklerini beslemeye yeterli sütünün gelmediği, çabuk kesildiği veya hiç gelmediği rastlanan durumlardır. Göğüs büyütme ameliyatları sütün kesilmesi veya gelmemesi ile ilgili bir risk taşımazlar. Ancak her silikon protezli anne sonradan süt verebilir diyemeyiz. Çünkü bunların bazılarının silikon taktırmasalar da süt verememe olasılıkları vardır.

Silikon meme protezi emzirmeyi riske sokar mı?

Meme içine yerleştirmek için neresi kesilirse kesilsin göğüs protezleri daima meme dokusunun alt kısmına konulur. Bebeklerin süt emdiği nokta memelerin en çıkıntılı kısmında olan esmer bir dairenin ortasındaki emzik gibi bir uzantıdır.  Tüm meme bezlerinin kanalları birbirine bağlanarak sonunda büyük birkaç boru ile meme başı dediğimiz çıkıntıya açılır ve süt buradan dışarı akar.  Meme bezlerinin bazıları yaralansa bile kalan meme bezleri ürettikleri sütü bu kanallar ile dışarı verebilir.  Meme protezleri hiçbir zaman süt kanallarının dışarıya açıldığı bölgelere veya bunların yakınına yerleştirilmez ve bu nedenle de süt vermeyi etkilemez.

Meme başı ve meme ucu

Anatomik olarak memenin konik şeklinin en çıkıntılı kısmında esmer renkli bir daire mevcuttur. Çapı 3 cm ile 6 cm arasında değişebilir hatta bazen daha geniş olabilir. Anatomik olarak buna areola denilir. Tam Türkçe karşılığı olmayan bu bölgeye “meme başı” diyebiliriz. Bu esmer dairenin ortasında ise sütün geldiği bir çıkıntı vardır. Emilmeye uygun bu bölgeye nipple adı verilir. Türkçe karşılığını “meme ucu” olarak söyleyebiliriz. Areola altında toplanan ve birbiriyle birleşen süt kanalları nipple ortasından dışarı açılır.

Meme başı kenarından silikon takılması

Silikon meme protezi‘nin göğüs içine yerleştirilmesi birkaç yoldan olur.

  • Meme altındaki kıvrımdan
  • Koltuk altından
  • Göbekten
  • Meme başı (areola) kenarından

Hepsinin kendine göre iyi ve dezavantajlı yanları vardır. Ancak meme başı kenarından protez yerleştirilmesi diğerlerine göre daha başarılı sonuçlar vermekte ve zor fark edilen bir iz bırakmaktadır. Bu nedenle pek çok deneyimli estetik-plastik cerrah bu yöntemi tercih etmektedir. Bazı hastalarda yanlış olarak bu bölgeden girilerek yapılan ameliyatların süt vermeyi tehlikeye sokacağı inancı vardır. Bu doğru değildir. Meme başı kenarından yapılan kesi deri altında ilerleyerek süt kanallarının çok uzağında bir yerden göğüs içine ilerlemekte ve süt kanallarına yok denecek kadar az zarar vermektedir. Zaten deneyimli meme cerrahları da meme kistlerine böyle ulaşmaktadırlar.

Areola kenarı esmer renkli meme başı derisi ile açık renkli meme derisinin birleşim yerine geldiği için buradaki izler belli olmaz. Ayrıca bu bölgede deride gerginlik olmadığından ameliyat izlerinin genişleme riski de çok daha azdır.

Her ameliyatta olduğu gibi burada da sonuç plastik cerrahın deneyim ve becerisi ile doğrudan ilişkilidir.


Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz:


Meme Dikleştirme

Göğüs Asma (Dikleştirme) Ameliyatı Nedir ?

Memeleri güzelleştirmek için yapılan ameliyatların hepsi memeleri daha dolgun ve dik göstermeyi amaçlar. Ancak bunu sağlamak için memelere hacim ilave etmek (silikon implant veya hastanın kendi dokusu) ya da fazla meme dokusunu çıkartmak gerekebilir.

Meme asma (breast lift) ameliyatı yeterli büyüklüğü olan ancak dikliğini kaybetmiş sarkık göğüslere uygulanan bir ameliyattır. Burada amaç normal yerinden daha aşağıya kaymış meme başı (areola) nı olması gereken yere yükseltmek ve yayvanlaşmış meme dokularını dikişler ile toplayarak memelere koni şeklini vermektir.

Diğer meme güzelleştirme ameliyatlarına göre memeyi daha az hırpalayan bu ameliyatta çok güzel dikleşme ve toparlanma sağlanabilmektedir. Ancak meme başı (areola) farklı bir konuma taşındığında yeni yerine dikişler ile tutturulmakta ve çevresinde yuvarlak bir iz kalmaktadır. Ayrıca eski yerinde ortaya çıkan açıklığın da kapatılması gerekmektedir. Bu kapatma işlemi de meme başının hemen altından başlayan dikine bir iz oluşturmaktadır. Bu izlerin farkedilme derecesi hem hastanın bünyesine hem de cerrahın yeteneğine göre değişmektedir. Şunu daima hatırlamalıyız: Her kesin yerde bir miktar iz kalır. Biz estetik cerrahların amacı mümkün olduğu kadar kısa ve az farkedilen izler yapmaktır.

Meme asma (mastopexy) veya göğüs dikleştirme ameliyatlarında mevcut meme hacmi ameliyat öncesi iyi hesaplanmalı ve sonuçtan hastanın arzuladığından daha büyük veya daha küçük memeler ortaya çıkartmamalıdır. Bu kararın verilmesinde hem hastanın isteği hem de plastik cerrahın deneyimi ayni ölçüde önemlidir.

Saf meme dikleştirme ameliyatları özellikle Amerika’da daha az sıklıkta uygulanmaktadır. Çünkü Amerikan Toplumu’nda büyük meme hala çok büyük rağbet görmektedir. Bu nedenle göğüs asma ameliyatlarının pek çoğunda memelere silikon implant da konulmakta ve hem dik hem de eskisinden büyük memeler oluşturulmaktadır.

Her ne kadar büyük memeler moda olmaya devam etse de normal büyüklükte ve dik memeler uygun bedenlerde hem estetik hem de anatomik olarak zarif durduğudan meme asma veya dikleştirme ameliyatları önemini kaybetmeyecek gibi görünmektedir.

Bu video ameliyatın nasıl yapıldığını şematik olarak göstermektedir:


Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz:


Kas Altı Silikon Ameliyatı

Küçük göğüsleri büyütmek

Silikon protez ile meme büyütme halen dünyada en sık yapılan ameliyatların başında gelmeye devam etmektedir. Bunun en önemli nedenlerinden birisi ise toplumlarda kadın görüntüsü ile ilgili algının değişmeye başlamasıdır. Bir zamanların sıfır beden incecik vücut ve kalçalı güzelleri günümüzde yalnızca podyumlarda ilgi görmektedir. Gerçek hayatta ise erkekler içgüdüsel olarak dolgun göğüs ince bel ve dolgun kalçaya sahip kadınları daha cazip bulmaktadır.

Silikon taktırmak

Meme büyütme işleminin ilk çözümü silikon meme protezlerinin üretilmesi ile başlamıştır. Günümüze kadar her ülkede milyonlarca kadının silikon protezler ile meme büyütme işlemi yaptırdığı bilinmektedir.

Damla silikon

Önceleri yalnız yuvarlak olarak üretilen silikon protezler daha sonra anatomik şekilde halkı arasındaki adı ile damla şeklinde de üretilmeye başladılar. Ancak günümüzde yapılan araştırmalar anatomik (damla) protezler ile yuvarlak protezler arasında sonuçta belirgin görüntü farkı oluşmadığını göstermiştir.

Kas altı silikon ameliyatı

Silikon protezin şekli kadar nereye yerleştirildiği de önemlidir. Amerikalılar genellikle göğüs kası (pektoral kas) altına yerleştirmektedirler. Buna kısaca kas altı bölgesine veya submüsküler veya subpektoral yerleştirme diyebiliriz. Diğer bir metod ise kas üstü veya supra pektoral veya supramüsküler yerleştirme diyebiliriz. Kasın üstünde fakat memenin altında kalan bu bölgeye ise subglandüler veya meme altı kas üstü bölgesi denilir.

Silikon ameliyatı sonrası

Silikon protezlerin şeklinin ameliyat sonrası görüntüde önemli bir değişiklik yapmadığını söylemiştik. Ayni şekilde protezin yerleştirildiği bölgenin de çok fazla önemi olmadığı bilinmektedir. Ancak kas altına konulan protezlerin kendine özgü bazı sorunları olmaktadır. Bunlardan en önemlisi protezin kas hareketleri ile görünür şekilde yer değiştirmesidir.

Aşağıdaki video bunu çok güzel göstermektedir:


Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz:


Silikon Meme Protezleri Memeleri Dikleştirir mi?

Küçük memelerin büyütülmesi en sık silikon meme protezleri ile yapılır ve iyi uygulandığında çok başarılı sonuçlar verir. Ancak küçük memelerin ayni zamanda sarkık olması da sık rastlanan bir durumdur. Özellikle emzirme sonrası bazı annelerde memeler içleri boşalmış gibi yumuşar ve sarkar. Böyle durumlarda memelerin silikon protez ile büyütülmesi sarkmayı çok az düzeyde düzeltebilir ve sonuçta daha büyük ama hala sarkık memeler ortaya çıkar. Memelerin dik olması büyüklükten tamamen farklı bir durumdur. Sarkık meme tabiri daha çok meme başının normal yerinden daha aşağıda yani karına yakın konumda olmasıdır. Pek çok kadında memelerin alt kısmında hafif bir kıvrım olması normaldir. Ancak bu kıvrım derinleşecek şekilde memenin kendisi aşağı doğru kayar ise bu duruma sarkık meme adı verilir. Tıp dilinme meme sarkmasına “meme pitozu” sarkık memelere ise “pitotik meme” adı verilir. Tıp dilinde çocuğun süt emdiği meme çıkıntısına meme başı (nipple) adı verilir. Meme başının etrafını çevreleyen daire şeklindeki esmer alana ise ” areola” adı verilir. Eğer meme başı memenin alt kenarındaki kıvrıntı yerinin daha aşağısında yer alıyor ise buna sarkık meme adı verilir.

  

Sarkık meme ister normal büyükte, ister küçük, isterse de büyük olsun farklı bir şekilde düzeltilmelidir. Sarkık memede sorun meme başı üzerindeki derinin çeşitli nedenler ile genişlemesi ve sarkmasıdır. Meme dokusu üzerindeki deriye güçlü doku iplikçikleri ile yapışmıştır ve bu sayede dik durur. Yumuşak kıvamda olan meme dokusunun aşağı sarkmadan öne doğru çıkıntılı olması mümkün değildir. Zamanla meme ve deri arasındaki bağların kopması veya derinin gevşeyip uzaması ile hem deri hem de buna bağlı olan meme dokusu aşağı sarkar. Memeyi deriye bağlayan en güçlü yapılardan biri de areola ve meme başıdır. Areola ve meme başının aşağı doğru kayması daima meme sarkması ile birlikte olur. O zaman şunu söyleyebiliriz: Meme başını yukarı taşırsak meme dokusu da yukarı kalkar ve bu da dikleşme sağlar. Gerçekte de bütün meme dikleştirme ameliyatlarında meme başı daha yukarı düzeylere taşınmaktadır.

Silikon meme protezi ile yapılan büyütme ameliyatları meme başının yukarı kalmasını sağlamaz biraz öne doğru çıkıntılılığını arttırır. Bu da meme biraz dikleşmiş izlenimi verir o kadar. Düşük memelerde silikon protez ile büyütme yapılırken mutlaka yanında meme dikleştirme operasyonu da yapmak gereklidir. Ayrıca aşırı büyük protezlerin ağırlık nedeni ile er veya geç memelerde sarkıklık yapacağı da unutulmamalıdır.

Özetle sarkık memenin tedavisi mutlaka meme başının yeri değiştirilerek yapılır ve büyütme meme sarkıklığını gidermez.


Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı izlemek için aşağıdaki logolardan uygun gördüklerinize tıklayabilirsiniz:


Meme büyütme estetiği isteyenlerin dikkatine

Meme büyütme estetiği isteyenlerin şu noktalara dikkat etmesini ve doktorlarına şu soruları sormalarını öneririz.

  1. Göğüs büyütme işlemi hangi yöntemle yapılacak?

    • Meme büyütme için en sık uygulanan yöntem silikon meme protezi kullanılarak yapılan meme büyütmelerdir.
    • Ancak vücudunda yeterince yağ bulunan kişilerde kendi yağı kullanılarak meme büyütme yapılabilir.
  2. Silikon protez mi yoksa kendi yağı ile büyütme mi daha iyi?

    Her iki metodun da kendine göre iyi ve sakıncalı yönleri vardır.

    • Silikon protez ile büyütme tek ameliyat ile sonuca ulaştırır. Ancak bir ameliyattır ve her ameliyatta gözlenen kan toplanması, iltahaplanma, iz kalması gibi sorunlar yaşanabilir. Ayrıca silikon bir yabancı cisim olduğunda nadir de olsa zaman içinde vücut tarafından istenmeyebilir ve çeşitli sorunlar çıkartabilir.
    • İnsanın kendi yağı en güvenilir dolgu maddesidir. Ancak meme büyütme için fazla miktarda yağ vermek gerekebilir ve zayıf kişilerde yeteri kadar yağ bulunamayabilir. Ayrıca yağların vücut tarafından kabul edilen bir miktarı vardır. Bunun üzerinde verilen yağlar tutmaz ve erir. Yağ ile büyütmede genel kural verilen yağın küçük parçacıklar halinde olması ve her tarafının normal dokular ile çevrilmesidir. Bir yere toplu halde verilen yağ tutmaz. Küçük parçalar halinde yağ verilebilmesi için de bunu çevreleyecek yeterli miktarda doku olması şarttır. Bu nedenle çok küçük memelerde büyütmeyi belli aralıklarla verilen birkaç seans yağ enjeksiyonu ile yapmak daha doğrudur. Genellikle yağ enjekte edilme işleminde aralık 3 ay veya biraz daha fazladır. Çünkü verilen yağların bir kısmı eriyebilir ve kalan yağ miktarı ancak 3 ay sonra anlaşılabilir. Verilen yağların hiçbir zaman tamamı erimez ve seansların sonunda kalan yağ miktarı ömür boyu yerinde durur. Ancak kişinin şişmanlaması ve zarıflaması ile memede de bir miktar büyüme ve küçülme olabilir. Yalnız bu değişiklikler vücudun diğer taraflarındaki ile orantılı olduğundan rahatsız edici bir görüntüye yol açmaz. (Bakınız: Meme büyütmede silikon protezlerin rakibi yağ enjeksiyonu)
  3. Silikon protez ve kendi yağ dışında meme büyütme amacı ile memeye enjekte edilen maddeler var mıdır?

    • Evet vardır. En basiti serum fizyolojik adı verilen tuzlu serumun meme içine enjekte edilmesidir. Yaklaşık 24 saat kadar memelerde büyüme sağlar ve daha sonra tamamen vücut tarafından emilerek kaybolur. Bunu özel bir gece için isteyen kadınlar vardır. (Bakınız: Bir gecelik göğüs estetiği)
    • Ayrıca piyasada memelere enjekte edilebilen bazı yapay kimyasal maddeler de satılmaktadır. Ancak bunların ne kadar güvenli oldukları henüz kanıtlanmadığından Prof. Dr. Ege Özgentaş bunları kullanmamakta ve önermemektedir. (Bakınız: Ameliyatsız meme büyütme işlemi yapılabilir mi?)
  4. Her silikon protez ayni midir?

    • Hayır. Silikon çok iyi bilinen ve sanayide çok kullanılan bir maddedir. Ancak tıbbi kalitede silikon elde edilmesi zor olan pahalı bir maddedir. Silikon %100 e yakın saf ise zararsızdır. Ancak yeterince saflaştırılamamış silikonların kullanılması uygun değildir. Pek çok ülkede silikon üreten firmalar mevcuttur ve bu markalar dünyanın her yerinde satış yapmaktadırlar. Tıbbi malzemelerde en güvenilir kontrolu Amerikan Gıda ve İlaç kurumu (FDA) yapmaktadır. Bu nedenle FDA onayı almış olan markalar güvenli olarak kullanılabilirler. Türkiye’de FDA onayı almış olan iki protez markası mevcuttur. Prof. Dr. Ege Özgentaş FDA onayı olmayan protezleri kullanmamaktadır.
    • Silikon protezlerin içi jöle kıvamında bir silikon ile doldurulur ve dışında sızmayı önleyecek bir silikon zarf vardır. Bu zarf çok sağlamdır ve kolay kolay yırtılmaz. Zarfı dolduran silikonun kıvamı değişik sertlikte olabilir. İlk çıkan protezlerde bu silikon akıcı kıvamda iken son zamanlarda üretilenlerde kesildiğinde bile ayrışmayan sert kıvamda olabilmektedir. Protezin kımavı ve sertlik derecesi hekim ve hastanın tercihine göre belirlenir.
    • Bazı silikon protezlerin içi su (serum fizyolojik) ile doludur. Bu protezler 1992 yılında Amerika’da konulan silikon yasağı sırasında üretilmişlerdir ve hala bazı hekimlerce kullanılmaktadır. İçi silikon jöle (jel) ile dolu olan diğer silikon protezlere göre bazı dezavantajları vardır ve genel olarak önerilmezler.
    • Bazı silikon protezlerin etrafı poliüretan denilen tırtıklı bir yüzey ile kaplı olabilir. Ancak bu protezler de FDA onayı almadığı için fazla önerilmemektedir.
  5. Silikon protezlerin şekli önemli midir?

    • Dünyada kullanılan silikon meme protezlerinin pek çoğu yuvarlak bir disk şeklindedir. Yani tabanı sabit kaldığı sürece hangi yöne çevirdiğinizin bir önemi yoktur.
    • Ancak bazı firmaların ürettiği anatomik şekilli yani damla şeklinde protezler de mevcuttur. Bu protezlerde üst kutup ile alt kutup farklı yapıdadır. Bu nedenle yerine yerleştirilirken üst kutbun yukarıda ve ortada alt kutbun da aşağıda olmasına dikkat etmek gerekmektedir. Anatomik şekilli protezler genel olarak daha pahalı satılmaktadır.
    • Son araştırmalar yuvarlak ve damla şekilli protezler arasında estetik sonuç açısından herhangi bir fark olmadığını göstermiştir. Bu nedenle Prof. Dr. Ege Özgentaş hasta ısrar etmediği sürece yuvarlak protezleri kullanmayı tercih etmektedir.
    • Silikon protezlerin etrafını kaplayan silikon zarfın yüzeyi düz yani pürüzsüz veya tırtıklı olabilir. Tırtıklı yüzeyi olan protezlerde daha az kapsül kontraksiyonu olduğu düşünülmektedir.
      (Bakınız: Silikon meme protezlerinin şekli önemli mi?)
  6. Silikon protez memeyi büyütmek için göğüs duvarında nereye konulur?

    • Meme dokusu göğüs duvarında hemen deri altından başlar ve altta göğüs duvarının en önemli kası olan pektoralis majör kasının üzerine oturur. Bu kasa kısaca göğüs kası diyeceğiz. Meme dokusu çok damarlı bir doku olduğundan protezin bu doku içine yerleştirilmesi pratik değildir.
    • Meme dokusunun altındaki göğüs kası ile arasında bir geçiş düzeyi bulunmaktadır. Bu nedenle meme ve göğüs kası arasında bir boşluk yaratmak teknik olarak kolaydır. Bu bölge “meme altı – kas üstü” olarak adlandırılır ve buraya protez konulabilir.
    • Memeye yapışık olan göğüs kasının kaburgalara bakan yüzünde kolay sıyrılabilen bir alan mevcuttur. Bu bölgede çok kolay bir boşluk hazırlanabilir ve protez buraya yerleştirilebilir. Buna da “kas altı” bölge denilir.
    • Bir yol da protezi göğüs kasının üst kısmını kaplayan sert kılıf yani fasya altına yerleştirmektir. Buna da “fasya altı” bölge denilir.
    • Bu gölgelerden hangisinin daha iyi olduğu hala tartışma konusudur. Meme protezinde önemli olan nereye konulduğundan çok hekimin ameliyatı ne kadar doğru yaptığıdır. Deneyimli hekimler hangi bölgeyi kullanırsa kullansın iyi sonuçlar alabilir. Prof. Dr. Ege Özgentaş genellikle “meme altı-kas üstü” veya “fasya altı” bölgeleri tercih etmektedir. Göğüs kası altını son tercih olarak kullanmaktadır.
  7. Silikon protez memeye hangi yoldan konulur?

    • Silikon protezin en çok yerleştirilme yolu memenin alt kıvrımından girerek bir boşluk yaratmaktır. Bu şekilde giriş yerinin izi memenin altındaki kıvrımda kaldığı için ayakta iken belli olmaz, ancak yatar pozisyonda veya kollar havaya kaldırıldığında belli olabilir.
    • İkinci sıklıkta kullanılan yol ise meme başının bulunduğu areola denilen esmer kısmın kenarından girmektir. Buradaki iz meme başının derisinin esmer rengi ile normal meme derisinin açık rengi arasındaki geçiş alanında kalacağından genellikle farkedilmez.
    • Üçüncü bir yol ise koltuk altından girerek memeye protez konulmasıdır. Bu yol ile genellikle kas altına ulaşılır ve protez göğüs kası altına konulur. Giriş yerinin izi koltuk altında kalır ancak kollar kaldırıldığında görülebilir.
    • Prof. Dr. Ege Özgentaş genellikle meme başının kenarından girerek protezi yerleştirmeyi tercih etmektedir.(Bakınız: Silikon Protez ile Meme Büyütme Ameliyatı Nasıl Yapılır?)
  8. Silikon protez kanser yapar mı?

    • Silikon protezlerin meme kanserine yol açtığı gösterilmemiştir.
    • Son yıllarda ALCL (Anaplastic Large-Cell Lymphoma) denilen bir hastalığın kapsül oluşan memelerde görülebileceği anlaşılmıştır. Son derece nadir olan bu hastalık meme protezi çevresinde sıvı toplanması ile kendini gösterir ve protez kapsülü ile birlikte çıkartıldığında tamamen iyileşir.
  9. Silikon protez dışarıdan dokunulduğunda farkedilir mi?

    • İyi yapılmış bir silikon protez ameliyatının dışarıdan muayene ile farkedilmesi zordur. Ancak aşağıdaki istenmeyen durumlarda silikon protezler ele gelebilir:
      • Aşırı büyük protezler meme kenarlarından deri altına uzanabilir ve kenarlarda ele gelebilir
      • Deri çok ince ve meme dokusu yetersiz ise protez özellikle kenarlarda ele gelebilir
  10. Silikon protezler sorun çıkartabilir mi?

    • Silikon protezler ne kadar güvenli olurlarsa olsunlar yabancı cisimlerdir ve zaman içinde vücut tarafından reddedilip atılmak istenebilirler.
    • Kapsül kontraktürü (kapsül büzüşmesi). Protez kenarında vücudun sert bir duvar örmesidir.
    • Silikon protezin deriyi inceltip alttan görünür hale gelmesi. Bu durum daha çok küçük meme ve ince derili ve büyük protez konulmuş kişilerde görünür.
    • Silikon protezin meme kenarlarında farkedilmesi veya ele gelmesi. Bu da meme dokusu çok az olan ince derili kişilerde görünen bir durumdur.
      (Bakınız: Meme protezinde kapsül olması ne demektir?)
  11. Silikonlu memeler sarkar mı?

    • Nasıl gençlikte dik ve diri olan memeler zaman içerisinde sarkıyor ise silikonlu memeler de ayni akibete uğrayabilir. Bunun oluşma zamanı kişiden kişiye, vücut yapısına ve yaşam tarzına göre değişir. (Bakınız: Memeler neden sarkar?)
  12. Silikon protez içeride patlar mı?

    • Son yıllarda üretilen protezler son derece sağlam bir kılıfa sahiptirler ve dışarıdan darbe veya sıkıştırma ile patlamaları hemen hemen mümkün değildir.
    • Kalitesi iyi olmayan silikon protezlerde içindeki jeli çevreleyen silikon zarf zamanla eriyebilir ve içerideki jel silikon bu erimiş noktalardaki deliklerden dışarı sızabilir. Bu durum çoğu zaman farkedilmeden kalabilir. Kapsül oluşturma gibi bir sorun ortaya çıkar ise silikonun yenisi ile değiştirilmesi gerekir.
  13. Silikon protezlerin garantisi var mıdır?

    • Kaliteli silikon üreten FDA onaylı firmalar ürünleri için üretim hatalarına karşı ömür boyu yeni protez verme garantisi sağlamaktadır. Ancak ameliyat fiyatına karışmamaktadırlar. (Bakınız: Meme Protezinde Garanti)
  14. Silikon protez konulan kişi anne olursa emzirebilir mi?

    • Normal koşullarda bile doğum sonrası bebeğini emziremeyen annelere rastlanmaktadır. Eğer annenin sütü geliyor ise silikon protez varken de normal olarak emzirir ve bu süt bebeğe herhangi bir zarar vermez.
  15. Silikon protezlerin vücut içinde belli bir ömrü var mıdır?

    • İlk üretildiği yıllardan itiberen silikon meme protezleri ömür boyu vücutta kalması amacı ile tasarlanmışlardır. Ancak yıllar içinde istenmeyen bazı durumların ortaya çıkması (kapsül, deriyi inceltme, sızdırma vs) bunların çıkartılmasını gerektirebilir. Birçok kişide protezler uzun yıllar sorunsuz olarak durabilmektedir. Son yıllarda üretilen kaliteli protezlerin ömür boyu kullanılma olasılığı çok daha yüksektir. (Bakınız: Meme Protezleri Vücutta Ne Kadar Kalabilir?)

Göğüs Büyütme

Neden meme büyütme?

Memeler yalnız bir besleme organı değil ayni zamanda kadın cinselliğini de belirleyen bir organdır. Estetik açıdan aşırı büyük memeler ne kadar görüntü bozukluğu yaratıyor ise normalden küçük memeler de ayni derecede rahatsızlık yaratır.

Normal meme nedir?

Normal meme hangi boyutlarda olmalı? Bu ırklara ve coğrafi bölgelere göre değişmektedir. Afrika, Orta Doğu, Akdeniz Ülkeleri’nde ortalama meme boyutu 400 ml yani yaklaşık iki yumruk büyüklüğünün biraz fazlası iken Japonya, Çin, Kuzey Avrupa Ülkeleri’nde 200 ml hacminde bir meme normal sayılabilmektedir. Memelerin büyüklüğünün bebeği beslemede çok fazla rolü yoktur. Çünkü gebelikteki hormonal etkiler ile meme bezleri genişlemekte ve bebeği beslemeye yetecek kadar süt üretebilmektedir. Süt verme olayı bittikten sonra memeler tekrar eski boyutlarına dönebilmektedir.

Memelerin hacim ve şeklinin daha çok güzellik ve cinsellik yönünden önemi büyüktür. Küçük memeler kadın psikolojisinde önemli olumsuzluklara yol açar.

Göğüs büyütme tarihçesi

Hekimler baştan beri göğüs büyütme için meme içine ilave madde yerleştirmek gerektiğinin farkında idiler. Bu iş için tarih boyunca çeşitli maddeler denenmiştir. Bunlar arasında parafin, tenis topu, kadavradan alınan yağ gibi pek çok madde sayılabilir. Ancak bunların hepsi vücut tarafından yabancı madde olarak algılanıp dışarı atılmaya çalışılmış ve çok ciddi sağlık sorunlarına yol açmıştır. 1960 lı yıllarda silikon meme protezlerinin ortaya çıkması ile göğüs büyütme ameliyatlarında çok hızlı bir artış görülmeye başlanmıştır.

Meme büyütme metodları

Günümüzde göğüs büyütme başlıca iki yolla yapılmaktadır:

  1. Yapay protezler
  2. Hastanın kendi dokuları

Yapay protezler

Günümüzde en çok kullanılan yapay madde silikondur. Ancak silikonun vücut tarafından iyi kabul edilmesi için son derece saf olması gerekir. Bu da masraflı bir işlemdir. Kaliteli silikon protezler daha saftır ve bu ölçüde de daha pahalıdır. Silikon ömür boyu vücutta kalması planlanarak konulur. Bu nedenle bilinmeyen firmalardan alınmamalı ve en kaliteli marka kullanılmalıdır.

Silikon meme protezleri meme dokusunun altına veya göğüs kasının altına yerleştirilebilir. Bu hekimin tercihidir. Her iki yöntem ile de çok iyi sonuçlar elde edilmektedir.

Hastanın kendi dokuları

Son 10 yılda kişinin kendi yağ dokusu ile yapılan meme büyütmelerin sayısı giderek artmaktadır. Yağ dokusu kişinin karın, bel sırt, bacak çevresi gibi bölgelerinden alınarak meme içine ve çevresine enjekte edilir.

Yağ enjeksiyonu ile yapılan göğüs büyütmelerin bazı avantajları vardır. Enjeksiyonun yapıldığı yer ve miktar kontrol edilebildiğinden memelere istenilen şekil rahatlıkla verilir. Vücut tarafından yabancı madde olarak algılanmaz ve bir kere tuttuktan sonra ömür boyu ayni yerde kalır. Kişinin kilo alması ve zayıflaması durumunda verilen yağ da civardakiler ile ayni oranda büyüyüp küçülerek görüntünün devamlı olarak doğal kalmasını sağlar.

Ancak yağ ile yapılan meme büyütmenin bazı istenmeyen yönleri de vardır. Çok zayıf kişilerde ihtiyaca yetecek kadar yağ bulunamayabilir. Ayrıca bir seferde verilen yağların %60 ile %80 i tutar ve kalan kısımları erir. Yağın erimesi yaklaşık 3 ay içinde tamamlanır. Bu nedenle yağ ile yapılan büyütmelerde 3 aydan sonra ihtiyaç duyulur ise yeniden yağ enjekte etmek gerekebilir. Ancak bu işlemin birkaç kez tekrarlanması yeterlidir ve istenilen büyüklüğe ulaşıldıktan sonra ortaya çıkan şekil kalıcı olmaktadır. Tabii kalıcı derken yaşın ilerlemesi ile ortaya çıkacak şekil bozukluklarını kasdetmiyoruz.

Sonuç

Kadın güzelliğinde çok küçük memeler hiçbir zaman çekici olmamıştır. Bu nedenle ufak göğüslü kadınların göğüs büyütme arzusu devam edecektir. Teknoloji bu soruna güzel çözümler sunmaktadır. Günümüzdeki eğilim memelerin yabancı protezlerden çok kişinin kendi dokuları ile büyütülmesi yönündedir.

Meme estetiği kimin işi?

Meme Hastalıkları

Meme hem kadınlar hem de erkekler açısından önemli ve dikkat çeken bir organdır. Ayni zamanda hastalıkları ile de bilinir. Uzun yıllar meme ile ilgili hastalıklar genel cerrahinin bazı ülkelerde de kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarının ilgi alanına girmiştir.

Meme Estetiği

Göğüslerin güzel veya doğal görünmesi ile ilgili ameliyatlar ise yaklaşık 100 yıl öncesinden beri Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahinin işidir. Önceleri başlıca küçültme ve dikleştirme şeklinde yapılan meme estetiği 1960 lı yıllarda silikon protezlerin üretilmesi ile büyütme estetiğine de dönüşmüştür. Daha yakın zamanlarda ise kişinin kendi dokuları ile meme büyütme işlemi giderek ilgi görmeye başlamıştır.

Meme Rekonstrüksiyonu (yeniden meme yapılması)

Göğüs kanserlerinin günümüzde bile kesin tedavisi memenin alınması ile yapılmaktadır. Bu işlem psikolojik açıdan çok yıpratıcıdır. Alınan memenin yerine yenisinin yapılması 1970 lerden sonra giderek artan sıklıkta yapılmaya başlanmış ve günümüzde uygulanan tekniklerin çeşitleri de artmıştır. Meme rekonstrüksiyonu Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahlar tarafından ortaya atılmış ve günümüzde de Plastik ve Rekonstrüktif cerrahlar tarafından yapılmaktadır.

Bazı Branşların Meme Estetiğine İlgisi

Zaman içerisinde meme estetiği ile ilgili tekniklerin özellikle büyütme estetiğinde giderek basitleşmesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi dışındaki uzmanlık alanlarınının da ilgisini çekmeye başlamıştır. Özellikle memelerin içine bir takım sentetik maddelerin enjekte edilmesi ile yapılan büyütmeler ameliyathaneye gerek olmadan yapılabildikleri için ehil olmayan kişiler tarafından da yapılmaya çalışılmaktadır.

Ameliyat Sonrası Sorunlara Hakim Olmak

Burada dikkati çekmek istediğimiz bir konu vardır. Teorik olarak becerikli bir kişi yetkisi olmasa bile bazı işlemleri yeteneği sayesinde kısmen de olsa yapabilir. Ancak tıp mesleği insan ile uğraşır ve her insan farklıdır. 99 kişide iyi sonuç veren bir işlem yüzüncü kişide hiç beklemediğiniz bir şekilde hatalı bir sonuç doğurabilir. Bir buna komplikasyon diyoruz. Yani her işi doğru yaptığınız halde kişideki bir özelliğe bağlı olarak veya bilinmeyen bir nedenle kötü bir durum ortaya çıkabilir. İşte önemli olan bu işlemi yapan kişinin ortaya çıkacak komplikasyonları da düzeltebilecek beceri ve bilgide olması gereklidir.

Bir kadın doğum uzmanı veya genel cerrah memeden kist veya tümörleri çıkartabil, iltahapları tedavi edebilir. Ama estetik bir işlem yapmaya kalktığında meme derisinde nekroz dediğimiz çürüme yani gangren ortaya çıkarsa işte bununla baş edemez. Hele bu gangren memenin bir kısmını veya tamamını yok ederse hiç başa çıkamaz. Oysa Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanları zaten gangrenlerin, tümörlerin, kaza ve yanıkların tahrip ettiği veya yok ettiği dokuları onarma işini üstlenmişlerdir. Bu nedenle meme ameliyatları sonrası ortaya çıkabilecek en ağır sonuçları bile düzeltebilecek beceriye sahiptirler. Ayrıca bu istenmiyen sonuçların neden ortaya çıktığını da daha iyi bildikleri için önleme konusunda da daha deneyimlidirler.

Hastalıklı Meme ve Sağlam Meme Ameliyatları Farklıdır

Memenin hastalıklarını tedavi etmek başka bir iştir, sağlam memeyi güzelleştirmek ise daha başka bir iştir. Meme estetiği bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi branşının işidir. Meme (göğüs) estetiği ile ilgili sorunlarınızda başvuracağınız doktor sağlık bakanlığından diplomalı veya Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği’nin üyesi bir Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı olmalıdır.

Kısaca meme estetiği bizim işimizdir.

Meme büyütmede silikon protezlerin rakibi yağ enjeksiyonu

Meme büyütme ameliyatı hala tüm dünyada en sık yapılan estetik ameliyatların başını çekmektedir.

Meme büyütme ameliyatında en sık kullanılan metod silikon meme protezleri kullanmaktır. 1960 lı yıllarda kullanılmaya başlayan silikon meme protezleri giderek her yıl geliştirilmekte, giderek daha saf silikon içermekte ve daha güvenli hale getirilmektedir.

Ancak ne kadar güvenli olurlarsa olsunlar silikon protezler vücut için bir yabancı maddedirler. İnsanların önemli bir kısmında silikon vücut tarafından zararsız olarak algılanıp iyi kabul görmektedir. Ancak düşük bir oranda da olsa bazı bünyeler silikonu rahat kabul etmemektedirler. Bu durumda silikon etrafında “kapsül” adını verdiğimiz koruyucu bir duvar oluşmakta ve kişide çeşitli rahatsızlıklar yaratmaktadır. Bu bu rahatsızlık nadiren silikon protezin çıkartılmasına neden olacak kadar ileri düzeyde olabilmektedir.

Yağ enjeksiyonları 30 yıldan uzun bir süredir deri altındaki küçük çöküklükleri doldurmak için kullanılmaktadır. Ancak son 15 yılda bu konuda yapılan çalışmalar enjekte edilen yağların tutma yani kalıcı olma şansını büyük ölçüde arttırmıştır.

Yaşam boyunca çeşitli olaylar (kaza, tümör çıkartılması, felç gibi hastalıkların sekelleri, doğuştan olan bozukluklar) insan vücudunda büyük miktarda yumuşak doku eksikliğine yol açabilmektedir. Bunun en bilinen örneği kanser nedeni ile memenin alınmasıdır. Meme kanseri ameliyatı sonrası ortaya çıkan eksikliğin düzeltilmesi Plastik Rekonstrüktif Cerrahi’nin başarı ile gerçekleştirdiği işlemlerden biridir. Tıpta “meme rekonstrüksiyonu” diye bilinen yeni meme yapılması önceleri çeşitli vücut dokularına yer değiştirme ve/veya silikon protezler kullanılarak yapılmakta idi. Başarılı sonuçlar alınmasına karşın bu işlemler genellikle ciddi operasyonlar ile gerçekleştirilebiliyorlardı.

Memesi alınan kişinin kendi yağı enjekte edilerek yapılan yeni memeler önceleri pek çok cerrah tarafından eleştiri ile karşılandı. Ancak zaman içinde çok güzel sonuçların ortaya çıkması bu metodun giderek daha fazla kabul görmesini sağladı.

Yeni meme yapımında gözlenen bu başarı yağ enjeksiyonlarının meme büyütme işlemlerinde de kullanılmasına yol açtı. Yağ enjeksiyonunun silikona göre en büyük avantajı vücudun kendisine ait bir doku olması ve bir kere tuttuktan sonra uzun dönemde herhangi bir sorun çıkarmamasıdır. Meme büyütme veya yeni meme oluşturma için verilen yağların zamanla erime riski geçmişte uzun süre tartışılmış ve bu metodun rağbet görmemesine neden olmuştu. Ancak son gelişmeler doğru bir teknik ile enjekte edilen yağın çok yüksek oranda tuttuğunu ve kalıcı olduğunu göstermiştir. Bu işi doğru yapabilen cerrahların elinde yağ enjeksiyonları mükemmel sonuçlar vermektedir.

Yağ enjeksiyonları ile meme büyütme veya yeni meme yapma işleminde en büyük sorun kişinin yeterli yağının olmadığı durumlardır. Çok zayıf kişilerde yeterli yağ bulmak sorun olabilmektedir. Böyle durumlarda zorlukla alınan az miktadaki yağın tamamının tutması çok büyük bir önem kazanmaktadır. Ne kadar zayıf olursa olsun herkeste deri altında bir miktar yağ vardır. Bu yağları zedelemeden alabilen teknikler geliştirilmektedir. Bunlardan biri de su basıncını kullanarak yağları canlı olarak küçük parçalara ayırmak ve dışarı çekmektir. Piyasada bu işi yapan aletler mevcuttur ve her yıl gelişmiş modelleri çıkmaktadır. Ayrıca eskiden ultrasonik enerji ile parçalanarak çekilen yağların ölü olduğu ve işe yaramıyacağı düşünülürken son zamanlarda bu şekilde çekilen yağların da enjekte edildiğinde tuttuğunu yani vücutta kaldığını bildiren cerrahlar da mevcuttur.

Prof. Dr. Ege Özgentaş uygun hastalarında hem meme büyütme hem de memesi alınmış kişilerde yani meme yapma işleminde kişinin kendi yağını enjekte etmeyi tercih etmektedir.

Yağ enjekte ederek meme büyütme veya yenisini yapmanın bir dezavantajı da çok seanslı bir işlem olmasıdır. Enjekte edilen yağ diğer sağlam dokular arasında küçük parçalar halinde dağılmalıdır. Bir yere topak halinde yağ kitlesi verildiğinde genellikle kan damarları topağın içine giremediğinden yağlar canlı kalamamakta ve ölerek erimektedir. Meme kanseri sonrası göğüs duvarında çok ince bir deri ve göğüs kasları kalmaktadır. Bu bölgeye verilebilecek yağ miktarı sınırlıdır. Bu miktar verilip tutması beklendikten sonra (genellikle 3 veya 4 ay alır) yeni bir yağ enjeksiyonu yapılabilir. Daha önce verilen yağlar da bir hacim sağladığından bu kez daha fazla miktarda yağ verme olasılığı vardır.

Çok seanslı ameliyatlar genellikle hastaları korkutur. Bunun en önemli nedenlerinden biri her seferinde genel anestezi almak ve hastanede yatmaktır. Yağ alınması anestezi altında yapılması gereken bir işlemdir ve genellikle tam (genel) anestezi daha rahat bir ortam sağlar. Buna karşılık yağların enjekte edilmesi lokal anestezi altında yapılabilecek daha kolay bir işlemdir. Prof. Dr. Ege Özgentaş meme büyütme yapacağı hastalarda ilk ameliyatta ihtiyaçtan daha fazla yağ almakta ve kullandıktan sonra kalanının dondurarak saklamaktadır. İkinci seansta (3-4 ay veya daha fazla bir süre sonra) daha önce dondurulan yağların ihtiyaç duyulan kadarı eritilmekte ve hastayı uyutmadan lokal anestezi ile ilgili bölgelere enjekte edilmektedir. Hastanede yatmaya gerek göstermeyen bu işlem sonrası hasta hemen günlük hayatına devam edebilmekte ayni gün banyosunu yapabilmekte ve önemli bir ağrı veya rahatsızlık duymamaktadır. Bu metod tedavi masraflarını da önemli ölçüde azaltmaktadır.

Araştırmalar ve teknik ilerledikçe yağ enjeksiyonlarının öneminin ve kullanım alanlarının çok genişleyeceği açıktır.

Silikon protez üreticileri şimdiden gelecekte ürünlerinin ne kadar satılacağını hesaplamaya ve önlem almaya başladılar sanırım.

İlgili bağlantılar: