Büyük Kalçalarda Estetik

Kalça Küçültme

Vücudun diğer kısımları ile uyum sağlamayacak kadar iri ve geniş kalçalar estetik yönden rahatsız edicidir. Nedeni eğer yapısal değilse genellikle aşırı şişmanlığa bağlı yağ birikimleridir.

Tedavisi

yağların vakumla alınması (liposuction) ameliyatı ile yapılır. Ancak beli kalın olan kadınlarda kalçaları küçültmeden beli inceltmek te estetik açıdan iyi sonuç verebilir. Çünkü kadın vücudunda bel çevresi /kalça çevresi oranı önemlidir. Bu oran 0,7 den az ise görüntü estetik olarak güzeldir.

Kalça (popo) kaldırma

Kalça Kaldırma

Düşük kalçalar kadın görüntüsü açısından çekici değildir ve bacakların boyunu kısa gösterir. Düşük ve belirgin olmayan kalçalar yapısal olabildiği gibi yaşlılık, aşırı kilo değişikleri nedeni ile de gelişebilir. Tedavisinde başlıca şunlar yapılabilir:

Kalça kaldırma ameliyatı

Kalçanın altındaki kıvrımda veya kalça üst kenarında bikini altında iz bırakacak şekilde yapılan bir kesi ile sarkık ve fazla olan kalça derisi toplanarak fazlalıkları kalça çıkıntısı yapacak şekilde orta kısma deri altına yerleştirilir. Fazla dokular kalça çıkıntısını yapmaya yeterli olmazsa kalça büyütme ameliyatı da ilave edilebilir.

Kalça (popo) asma işlemi

Burada amaç kesmeli bir ameliyat yapmaksızın iplikler ile kalçaların daha dik pozisyona getirilmesidir. Kalçalar çok fazla yük taşıyan bölgeler olduğu için bu işlem henüz yanak ve kaş asma kadar uzun ömürlü olmamakta ve daha az uygulanmaktadır.


//

Şişman Karınlar

Şişman Karınların Tedavisi

Aşırı kilo alma bütün vücudumuzun görüntüsünü bozduğu gibi karnımızda da olumsuz etkiler yapar. Karın bölgesi çok fazla miktarda yağ depolayabilir. Bunun sonucunda hem karında bombelik, hem de karın derisinde sarkma görülebilir.

Tedavide eğer karın derisi sarkık ise “Karın Germe – Abdominoplasti” ameliyatı yapılır. Eğer deride sarkıklık yok ise yağların vakum ile emilmesi (liposuction) ameliyatı tercih edilir.

Prof. Dr. Ege Özgentaş karın yağlarını hastanın durumuna göre klasik liposuction veya ultrasonic liposuction (Vaser®) kullanarak almaktadır.

//

Bombe karınlarda estetik

Karın Bombeliği Tedavisi

Bombeli karınlar gebelik dışında görsel olarak rahatsız edicidir. Hastalıklar ve karın içi tümörler dışında sağlıklı insanlarda da görülebilir. Nedenleri bağırsaklarda aşırı gaz birikimi, karın duvarını oluşturan yapıların gevşek olması, karın duvarı fıtıkları, aşırı yağ birikimi olabilir.

Tedavisi sebebe göre değişik. Eğer yalnızca bağırsaklarda fazla gaz birikmesine bağlı ise ilaçlar ile yapılır. Eğer karın duvarında ciddi zayıflık, yırtık ve fıtık var ise “Karın Germe – Abdominoplasti” ameliyatı uygulanır. Eğer bombelik yalnız yağ fazlalığına bağlı ise “liposuction – yağların vakumla alınması” ameliyatı uygulanır.


//

Küçük Memeler

Küçük Göğüsler

Memelerin normal büyüklüğünün ne olması gerektiği kişisel tercihlere göre değişir. Ancak normal boy ve kiloda olduğu halde 150-200 mililitreden daha küçük memeleri olan kadınlarda küçük memelerden bahsedebiliriz. Meme küçüklüğüne tıp dilinde “hipopilazi” adı verilir. Nadir olarak memeleri hemen hemen hiç gelişmemiş kadınlar da vardır. Bu duruma meme yokluğu (agenezi) adı verilir.

Tedavisi

Meme küçüklüğü genel olarak ameliyat ile tedavi edilir.

Sentetik madde koyarak büyütme

En basit büyütme metodu piyasada satılan hazır maddeleri meme içine yerleştirmektir. İmplant ve protez olarak adlandırılan bu hazır ürünler çeşitli maddelerden imal edilir. En iyi bilinen ve en çok kullanılanları silikon protezlerdir. Protezlerin değişik boyut ve şekilleri mevcuttur. Meme içine çeşitli yerlerden (meme başı etrafı, meme altı, koltuk altı gibi) yerleştirilirler. Göğüs kası (pektoral kas) ile meme dokusu arasına yerleştirilebildikleri gibi göğüs kası altına da yerleştirilebilirler. Meme protezi konulan kadınlar anne olduklarında bebeklerini emzirebilirler.

Kişinin  kendi yağını vererek büyütme

Meme büyütmede son yıllarda giderek sık kullanılan diğer bir metod ise kişinin kendi yağını memelere enjekte ederek yapılan büyütmedir. Genellikle kadınların göbek, bel, sırt, basen, kalça, bacak içi ve diz içlerinden yağlar alınabilir. Bu yağlar gereksiz kısımları (kan, sıvı yağ, parçalanmış dokular, vücut sıvıları, alınırken verilen sıvılar vs.) ayrıldıktan sonra içindeki kök hücreler ile birlikte büyütülmesi istenen memelere enjekte edilirler. Yağ verme işlemi özel enjektörler ve özel kanüller (yağın verildiği ucu delikli borular) ile yapılır. Kendi yağı ile büyütmenin protez (yabancı cisim) lere göre pek çok olumlu tarafı vardır. Yağlar istenilen bölgeye istenilen miktarda verilerek mükemmel bir meme şekli sağlanabilir. Ayrıca asimetrik (birbirinden farklı görünen) memelerde iki tarafın tam olarak eşitlenmesinde çok yararlıdırlar. İstenmiyen tarafları ise zayıf kişilerde gereken miktarda yağın alınabilmesinin zor oluşudur. İkinci olarak yağ enjeksiyonları belli limitler dışında yapılırsa olumsuz sonuçlar alınabilir. Örnek vermek gerekirse ideal büyüklük için 400 ml yağ verilmesi gereken bir memeye bu miktar bir seferde verilmez. Önce 150 ml kadar yağ verilip 4-6 ay beklenir. Daha sonra ikinci bir 150 ml verilir. 4-6 ay sonra ise kalan 100 ml verilir. İşlemin çok seanslı olması bazı hastalar tarafından rahatsızlıkla karşılanmaktadır. Yağ enjeksiyonu ile meme büyütmede en önemli faktör yağların hasarsız olarak ve büyük miktarlarda alınabilmesi ve yağ alınan bölgelerde herhangi bir görünüm bozukluğu olmamasıdır. Bu işlem liposuction cihazları ile yapılır. Bu cihazlar son yıllarda giderek geliştirilmektedir. Yağları daha güzel ayırıp bütünlüğünü bozmadan emebilmek için su basıncı ile onları ayrıştırıp parçalamadan çeken cihazlar yapılmıştır. Zaman içerisinde daha gelişmiş cihazların piyasada görünmesi olasıdır.

İlgili yazılar:

Silikon meme protezleri hakkında daha fazla bilgi almak için ticari olarak hazırlanmış bu dokümanı okuyabilirsiniz.

Sarkık Memeler

Sarkık Memeler ve Tedavileri

Doğumlar, yaşlanma, aşırı kilo alıp verme gibi nedenler ile memeler dikliğini kaybedebilir. Sarkma (pitoz) denilen bu durumda meme başları olması gerekenden daha aşağıda bulunur ve memelerin altında normalden daha derin bir katlantı oluşur. Memenin öne doğru olan çıkıntılılığı azalır.

Tipleri

Meme sarkmaları bir kaç şekilde kendini gösterir:

  1. Memeler hem sarkık hem de küçüktür
  2. Memeler normal büyüklükte ama sarkıktır
  3. Memeler hem sarkık hem de normalden daha büyüktür

Yukarıdaki durumlar dışında memelerin sarkıklığı da değişik derecelerde olabilir. Güzel bir memede, ortasında bebeğin emzirildiği meme başının bulunduğu esmer renkli bölge (tıp dilinde areola olarak isimlendirilir) meme altındaki katlantı çizgisinden daha yukarıda olmalıdır. Sarkık göğüslerde meme başı ve areola memenin göğüs duvarındaki alt sınırı olan katlantı çizgisinden daha aşağı sarkar. Buna bağlı olarak da memeler olması gerekenden daha aşağı konumda bulunurlar ve öne doğru olan çıkıntıları azalır. Sarkmanın miktarı arttıkça düzeltme için meme derisi ve dokusunda daha fazla işlem yapılması gerekir. Bu da kalacak izin miktarı ve şeklini belirler.

Düzeltilmesi

Meme sarkıklığının düzeltilmesi ameliyatında ana prensip normalden daha aşağıda olan meme başını yukarıda bir bölgeye taşımak, sarkmış olan meme dokusunu toparlayarak yukarı yerleştirmek ve burada sabit olarak kalmasını sağlamaktır. Yayvanlaşmış ve sarkmış olam memenin toparlanması öne doğru olan çıkıntısını da arttırır. Belirlenen bu hedefe ulaşmak için yapılacak ameliyat memedeki sarkıklığın derecesine ve mevcut meme dokusunun miktarına bağlı olarak değişik şekillerde gerçekleştirilir:

  • Meme dokusunun normal büyüklükte olduğu hafif sarkmalarda meme başı çevresinden yapılan ve fazla farkedilmeyen bir kesi ile düzelme sağlanabilir.
  • Sarkma orta derecede ve memeler biraz küçük ise meme protezi konularak ve areola (meme başının bulunduğu dairesel esmer bölge) etrafında farkedilmeyen bir iz bırakılarak düzeltme yapılır.
  • İleri derecede olan sarkmalarda düzeltme sonrası areola çevresinde ve areoladan aşağı dik olarak inen bir iz kalır. Hastanın bünyesine göre bu iz farkedilmeyecek kadar ince olabileceği gibi değişen derecede farkedilebilir olabilir.
  • Memelerde büyüklük ile birlikte olan sarkmalarda da ameliyat sonrası areola etrafında ve areola altından dik olarak aşağı uzanan bir iz oluşur. İzin uzunluğu sarkıklığın ve meme büyüklüğünün derecesi ile orantılıdır. İzin ne kadar fark edilebileceği ise daha çok hastanın bünyesi ve yara iyileşme özellikleri ile ilgilidir.

Ameliyat öncesi ve sonrası resimleri için Amerikan Estetik Cerrahi Derneği tarafından hazırlanan sayfayı ziyaret edebilirsiniz. (Lütfen açıklamayı okuyunuz)
//

Deri Sıkılaştırma

Deriyi Sıkılaştıran Tedaviler

Ana fikir olarak derinin derin tabakalarındaki proteinleri ısıtarak bunların büzüşmesini dolayısıyla derinin sıkılaşmasını sağlayan bu işlemler “Derinin Ütülenmesi” olarak da isimlendirilirler. Diğer yaygın kullanılan isimlendirme ise “Ameliyatsız Estetik”dir. Başlıca tipleri şunlardır:

RF (Radyofrekans):

Yüksek frekanslı elektromagnetik dalgalar ısı üretir ve evlerimizdeki mikrodalga fırınlarda kullanılırlar. Tıbbi kullanım için geliştirilen cihazlarda bu dalgalar deride yanık veya yara oluşturmadan derinlerdeki kollajen lifleri ısıtarak sıkılaştırırlar. Sonuçta bazı kırışıklıkların azalmasına ve sarkıklıkların belli oranda giderilmesine yol açarlar. Ameliyathane ortamı olmaksızın direk olarak uygulanabilirler. Ciddi bir ağrı oluşturmadıklarından anesteziye gerek duyulmaz. Etkileri bir süre sonra görünür hale gelir ve kişiden kişiye farklılık gösterebilir.

IPL (Intense pulsed light):

Kuvvetlendirilmiş bir ışık hüzmesi yaratan cihazlar ile deriye ışık enerjisi verilir. Oluşturulan ışık radyofrekansta olduğu gibi derinin derinlerindeki kollajen iplerini ısıtarak sıkılaştırır ve derinin gerginliğini arttırır. İnce kırışıklıklar, bazı leke ve çiller ile görünen kılcal damarların tedavisinde de kullanılırlar. Burada da anestezi veya ameliyathaneye gerek duyulmaz.

Avantajları:

  • Ameliyathane veya özel bir ortama gerek duyulmaz, poliklinik şartlarında uygulanır.
  • Vücudun herhangi bir bölgesindeki deriye uygulanabilir
  • Belirgin bir yan etkisi yoktur
  • Deri görüntü ve kalitesinde düzelme sağlar
  • Olumlu etkileri nisbeten uzun bir süre devam eder
  • Tedavi sırasında günlük yaşama ve işe ara vermek gerekmez

Kısıtlayıcı yanları:

  • İstenilen etkinin elde edilmesi için çok sayıda seans gerekebilir
  • Her tedavi sonrası bir süre güneşe çıkılmaması gerekir
  • Esmer ve güneş yanığı derilerde fazla etkili değildir

Hem IPL hem de RF hafif kırışıklık ve sarkmalarda etkilidirler. Kişilere ve deri yapılarına göre etkinlikleri de değişebilir.

Ameliyat öncesi ve sonrası resimleri için Amerikan Estetik Cerrahi Derneği tarafından hazırlanan sayfayı ziyaret edebilirsiniz. (Lütfen açıklamayı okuyunuz)

(function(i,s,o,g,r,a,m){i[‘GoogleAnalyticsObject’]=r;i[r]=i[r]||function(){
(i[r].q=i[r].q||[]).push(arguments)},i[r].l=1*new Date();a=s.createElement(o),
m=s.getElementsByTagName(o)[0];a.async=1;a.src=g;m.parentNode.insertBefore(a,m)
})(window,document,’script’,’//www.google-analytics.com/analytics.js’,’ga’);

ga(‘create’, ‘UA-44005840-4’, ‘auto’);
ga(‘send’, ‘pageview’);

Meme Protezinde Garanti

Garantili Meme Protezi

Meme büyütme estetik cerrahinin en çok uygulanan ameliyatlarından biridir. 1963 yılında silikon meme protezlerinin satışa sunulması ile meme büyütme işlemi çok daha kolay yapılabilir hale gelmiştir. Silikon günümüzde de meme büyütme işlemlerinde en sık kullanılan maddedir.

Silikon göğüs protezleri

80 yıldan uzun bir süredir kullanılan meme protezleri oldukça güvenlidir. Ancak her üründe olduğu gibi silikon protezlerde de üretim kalitesi önem taşımaktadır. Tıbbi amaçlı olarak üretilen silikonun endüstriyel amaçlı olarak üretilenden en önemli farkı saflık derecesidir. Silikonu tam olarak saflaştırmak çok masraflı bir işlemdir. Bu nedenle tıbbi amaçlı silikon endüstriyel olandan daha pahallıdır.

Hangi meme protezi daha iyi?

Günümüzde çeşitli ülkelerden firmalar değişik isimler altında meme ptorezi üretmektedirler. Doğal olarak ürünlerin kalite ve fiyatları da farklıdır. Hekimler bazı durumlarda üreticilerin gösterişli reklamlarına veya uygun fiyat politikalarına aldanarak kalitesi tam incelenmemiş protezleri de kullanabilmektedir. Bunun çok üzücü bir örneği bir Fransız üretimi olan PIP meme protezlerinde yaşandı. Amerikan ilaç denetim kurumu (FDA) tarafından 2000 yılında ABD’de satışı yasaklanan bu protezler diğer ülkelerde yaygın olarak kullanılmaya devam edildi. 2009 yılından itibaren bu protez ile meme büyüten kadınlarda çeşitli sorunlar ortaya çıkmaya başladı ve yapılan incelemeler protezlerin içinde endüstriyel kullanım için üretilmiş silikon olduğunu gösterdi. Firmanın kapanması ve yöneticilerinin hapis cezaları almasına yol açan bu skandal yaklaşık 400.000 kadının mağdur olmasına yol açtı. Bu marka protezlerin hastalardan çıkartılması önerildi.

Silikon protez ile meme büyütme işlemi etkileri yıllarca süreceği için önemli bir işlemdir. Hekimin protez seçerken dünyaca kanıtlanmış ve kalite belgesi olan ürünleri tercih etmesi gerekir.

Ürettikleri meme protezlerine garanti veren firmalar

Yaşanan skandallardan sonra dünyanın en büyük iki silikon protez üreticisi firma (Mentor® ve Allergan®) ürünlerine garanti vermeye başladılar. Belli koşullar taşıyan bu garanti (fabrikasyon hatalarında ücretsiz değiştirme gibi) tüketicinin lehine olmuştur.

Silikon protez ile meme büyütenlere hatırlatmalar

Meme protezi ameliyatı öncesi hastaların da bazı önlemler almasında yarar vardır. FDA (Amerikan İlaç Denetim Kurulu) tarafından kullanım izni verilmiş markaların tercih edilmesinde yarar vardır. Ayrıca bu ameliyatı geçiren hastaların kendilerinde kullanılan protezlere ait tanıtıcı bilgileri içeren etiketleri (firma, üretim ve seri no, protezin tipi, hacmi ve diğer özellikleri gibi) çok güvenli bir yerde ömür boyu saklamalarında yarar vardır. Bu sayede ileride herhangi bir üründe istenmiyen bir durum ortaya çıktığında kendi protezlerinin bu grup içinde olup olmadığını öğrenme ve önlem alma şansları olacaktır.

(function(i,s,o,g,r,a,m){i[‘GoogleAnalyticsObject’]=r;i[r]=i[r]||function(){
(i[r].q=i[r].q||[]).push(arguments)},i[r].l=1*new Date();a=s.createElement(o),
m=s.getElementsByTagName(o)[0];a.async=1;a.src=g;m.parentNode.insertBefore(a,m)
})(window,document,’script’,’//www.google-analytics.com/analytics.js’,’ga’);

ga(‘create’, ‘UA-44005840-4’, ‘auto’);
ga(‘send’, ‘pageview’);

Boyun Germe

Buyun Estetiği

Bir kadını güzel yapan bölgelerden biri de boynudur. Güzel bir boyunda çene altında kabarıklık (gıdı) olmamalı, önde yukarıdan aşağı inen iplik gibi bantlar ve kırışıklıklar olmamalı, boyun ile alt çene arasında dik bir açı olmalı ve yandan bakıldığnda yeterli bir alt çene çıkıntısı görülmelidir. Yaşlanma ve kilo alma özellikle alt çene ile boyun arasındaki açıyı genişleterek görüntüyü bozar.

Nasıl sağlanır?

Boyun estetiği çeşitli ameliyatlar ile sağlanabilir:

Ameliyat ile boyun derisinin gerginleştirilmesi (boyun germe – neck lift).

Deride kulak memesi çevresi ve ensedeki saçların içinde kalacak şekilde bir kesi yapılarak boyun derisi kaldırılır, gerildikten sonra fazlası kesilir ve deri gergin olarak dikilir. Bazan alt çene altından da küçük bir kesi yapmak gerekebilir. Bu işlem ameliyathanede yapılır. Alt çene geride ise ayni anda bunun da düzeltilmesi uygun olur. Rahatsız edici bir iz bırakmayan bu ameliyat sıklıkla yüz germe ameliyatı ile birlikte yapılır. 

İplikle asarak boyun derisini germe

Boyun derisi kesme işlemi yapılmadan iğne ile girilerek deri altına yerleştilen iplikler vasıtası ile gerilir. Düğümler derinin altında kalır. İğne delikleri kısa sürede iz bırakmadan iyileşir. Lokal anestezi ile yapılabilen bu işlemden sonra hasta kısa sürede normal yaşamına dönebilir.

Boyun derisini ütüleyerek sıkılaştırma

Radyofrekans (RF) ve IPL gibi ışın kaynakları ile deri ısıtılarak gerginleştirilebilir.  Diğer ameliyatlara göre daha az riskleri olan bu tedaviler günümüzde ameliyatsız güzellik programları olarak isimlendirilmektedirler.

Gıdı bölgeindeki fazla yağların alınması

Gıdı denilen çene altı bölgesi yağ fazlalığı liposuction yöntemi ile iz bırakmadan giderilebildiği gibi bazı durumlarda çene altına ufak bir kesi yapılarak da alınabilir.

Boyun kaslarına botulinum toksini uygulaması

Alt çenemiz ile köprücük kemiğimiz arasında boynumuzun iki tarafında gerginliği sağlayan bir çift kas bulunur (tip dilindeki adı platisma). Yaşlandıkça bu kaslar normal gerginliğini kaybeder ve boynun ortasına yakın olan kenarları dışarıdan bakıldığında yukarıdan aşağıya uzanan birer bant şeklinde görünmeye başlar. Yaşlı boyunların tipik görüntüsü olan bu dikine bantlar botulinum toksini enjekte edilerek azaltılabilir ve boyuna daha genç bir görüntü verilebilir. Bu uygulamanın etkisi bir yıldan daha az sürede tamamen kaybolduğundan belli aralıklar ile tekrarlanması gerekir.

İlgili yazılar:


//

Kaş Asma (Kaş Kaldırma)

Kaş Kaldırma Estetiği

Düşük kaşlar bakışımızı olumsuz yönde etkiler. Ayrıca ağırlık etkisi ile üst gözkapağında yük oluşturarak görmede sıkıntıya yol açabilir. Kişiler bu durumu düzeltmek için farkında olmadan kaşlarını kaldırmak gereği duyarlar. Bunun sonucu olarak da alında belirgin çizgiler oluşur. Eskiden klasik alın germe ameliyatı ile düzeltilen bu durum günümüzde çok daha basit bir işlem ile düzeltilebilmektedir. Kesme işlemi yapılmaksızın iğne yardımı ile deri altına girilip cerrahi iplik ile kaşlar alına doğru kaldırılır ve yeterli düzelme sağlanınca iplik bağlanır. Düğüm saç içinde deri altına gömülür. Sakinleştirme (sedasyon) ve lokal anestezi ile yapılan bu işlem iz bırakmaz ve kişi hemen normal hayatına dönebilir.

Kaş kaldırma teknikleri

Kaşların kaldırılması için en eski metod kaş üzerindeki deriden yatay bir şerit çıkartarak dikmektir. Bu şekilde deri dikey yönde kısalacağı için kaş da deri ile birlikte yukarı kalkacaktır. Çıkartılan deri kaşa ne kadar yakın ise kaştaki yükselme de o kadar fazla olacaktır.  Ancak burada bir kesme ve dikme olayı söz konusu olduğundan kaçınılmaz olarak da iz sorunu ortaya çıkacaktır. Ne kadar estetik dikiş tekniği uygularsak uygulayalım her kesilen yerde bir iz kalır ve bunun görünürlülük oranı kişiden kişiye ve kesinin yapıldığı yere göre değişir. Yaşlı derilerde kırışıklıklar daha fazla olduğundan kaşın üzerindeki iz alın çizgilerinden biri gibi görünebilir ve dikkart çekmeyebilir. Ancak genç derilerde farkedilir iz kalma olasılığı daha fazladır.

Kaş kaldırma ameliyatı

Kaş üzerindeki deride iz kalması durumunda bu dikkat çeker. Ancak ayni iz saçlara yakın ise veya saçların içinde ise dikkat çekmez. Bu nedenle kaş kaldırma ameliyatlarında eğer alından bir deri çıkartılacak ise bunu saçın içinden veya saçın başladığı bölgenin altından yapmak daha mantıklıdır. Ancak bunun da bir sakıncası vardır. Alın derisi esnek olduğundan çıkartılan derinin kaşı yükseltme oranı mesafeye bağlı olarak azalır. Bu nedenle yükseltilmesi planlanan miktardan çok daha enli bir derinin çıkartılması gerekir. Ayrıca deriyi yukarı çekmeyi kolaylaştırmak açısından alın derisini altındaki kemikten ayırmak ve serbest hale getirmek gerekir. Bu daha geniş bir alanın cerrahi olarak yaralanmasına yol açar ve daha geç iyileşme olarak kendini gösterir. Deri altında bir boşluk oluşması burada kan veya sıvı birikmesine yol açabilir ve bu da alın ve göz kapaklarında şişlik ve morluğa neden olabilir.

Kaş asma işlemlerinin kalıcılığı

Kaş kaldırma operasyonu olarak en kalıcı etki kaşın hemen üzerinden elips tarzında deri çıkartılarak yapılan ameliyatta görülür. Ancak burada bir kesme ve dikiş atma işlemi söz konusudur. Yani vücudu bir şekilde yaralayan bir girişimdir ve iz kalma olasılığı vardır. Saça yakın veya saç içinden deri çıkartılarak yapılan kaş kaldırma işleminde iz kalma sorunu önemsizdir ve yalnız kaşın kalkması değil alındaki kırışıklıkların azalması yönünde de bir yarar sağlanır. Şunu unutmamak gerekir ki yaşlanma ve derinin gevşemesi yaş ilerledikçe hayat boyu devam eden bir süreçtir ve kaç yaşında ameliyat olursa olsun her hastada ameliyat sonrası devam edecektir. Bunun anlamı kaldırılan kaşlar zaman içinde yeniden düşecektir. Ancak bunun kaç yıl sonra olacağı tamamen kişinin biyolojik yaşlanma derecesine bağlıdır. Bazılarında on yıllar alabileceği gibi bazılarında birkaç yıl içinde ortaya çıkabilir.

İple kaş asma

İplikle kaş asma keserek ve dikerek yapılan işlemlere göre çok daha basittir ve vücut çok daha az yaralanma hissi algılar. Bu nedenle de iyileşmesi çok daha çabuk ve sorunsuz olur. Ancak burada da zaman içinde kaşların tekrar düşmesi olasılığı vardır. Kaşları kaldırmak için yerleştirilen sütürler zamanla yumuşak dokuları keserek etkisini kaybedebilirler. Bu süre bazı kişilerde birkaç yıl ile sınırlı iken bazılarında 5-6 yıla kadar çıkabilir. Ancak iplikle yapılan asma işleminin bir avantajı kolaylıkla tekrarlanabilmesidir.  Bu arada iple yapılan kaş kaldırma işlemi ile kılçıklı ipler ile yapılan germe işlemini birbirine karıştırmamak lazımdır. Teorik olarak balık kılçığı şeklindeki iplerin tutma gücü daha uzun ömürlü gibi düşünülebilir ancak günümüzde bu hazır iplikler henüz ideal şekillerini almamıştır. Biz askılama işlerinde (genellikle) kalıcı cerrahi iplikler kullanıyoruz ve bunların boylarını da mümkün olduğu kadar kısa tutmaya çalışıyoruz. Bu iplerin derinin altında hangi düzeyden geçtikleri ve çekmek için hangi katmana tutturuldukları iyi sonuç almak için önemlidir ve ciddi anatomi bilgisi gerektirir. İyi uygulandığında iplikle kaş kaldırma işleminden sonra ciddi bir morluk veya şişlik oluşmaz. Ameliyat sonrası ağrı yoktur ve kişi hemen normal hayatına veya işine dönebilir. Ancak gene de bu işlem bir ameliyattır ve ameliyathanede yapılmalıdır. Deride herhangi bir kesme işlemi yapılmadığından iz kalmaz. Çok nadir olarak deri altındaki ip iltahaplanmaya neden olabilir ancak ip çıkartıldığında durum tamamen düzelir. İpliğin çıkartılması kolay bir işlemdir ve bölge iyileştikten sonra yeniden asma işlemi yapılabilir.