Ameliyatsız yüz germe güvenli mi?

Son yıllarda “ameliyatsız estetik”, “yemek molası estetiği”, “balık kılçığı ipler”, “örümcek ağı” vs gibi isimler altına anılan ameliyathaneye gerek olmadan ayaktan yapılan ve dikiş atılmayan yüz germeler giderek artmakta ve ilgi çekmektedir. Bütün bu estetiklerde ana işlem muayenehane ortamında lokal anestezi ile bazı özel ipliklerin deri altından geçirilerek yanak ve boyun gibi bölgeleri gerdirmeleridir. Bu işte kullanılan özel ipliklerin önemli bir kısmı kalıcı maddelerden yapılırken bir kısmı da zamanla eriyen maddelerden yapılmaktadır.

Güvenli ellerde yapıldıklarında başlangıçta güzel sonuçlar verebilen bu işlemlerin uzun dönem sonuçları henüz tam değerlendirilememiştir. Pek çok estetik cerrah elde edilen germe işleminin çok az düzeyde olduğu ve bu etkinin bir süre sonra tamamen kaybolduğu görüşündedir (Prof. Dr. Ege Özgentaş da ayni görüştedir).

Pratikte bu tip iğneli ipler ile yapılan işler (üretici firmaların da gayreti ile) çok sayıda pratisyen hekim, dermatolog ve çeşitli branşlardaki hekimler tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır. Hastalara da bu işlemin zararsız olduğu söylenmektedir.

Ancak durum biraz farklıdır. Her ne olursa olsun uzun bir ipin iğne ile deri altına yerleştirilmesi bir cerrahi işlemdir ve herkesin bildiği gibi iğne damara gelirse kanatır ve sinire değerse zedeler. Ayrıca her bünye farklı olduğundan bir süre sonra (bu yıllar sonra bile olabilir) bu yabancı cisimler en azından iltahap ve akıntı başta olmak üzere çeşitli istenmeyen etkiler yaratabilir. Bütün bunlar göz önüne alındığında bu işlemi yapan hekimlerin istenmeyen sonuçlar çıktığında bunlar ile de baş edebilecek bilgi ve beceride olması şarttır. İşin kötü tarafı içeri konulan yabancı cisimler sorun çıkarttığında çoğu zaman tek tedavi bunların geri çıkartılmasıdır ve bu da ciddi bir cerrahi işlemdir. Ayrıca bu iplerin sonradan çıkartılmaları konulmalarından çok daha zordur.

Şu anda sonuçları tam olarak değerlendirilememiş olan ameliyatsız, iplikle yapılan yanak ve boyun germe gibi işlemler ileride mutlaka daha başarılı sonuçlar verecek şekilde tasarlanacaktır. Ancak günümüzde bu uygulamaları diplomalı Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanlarına yaptırmanızı öneririz. Bu şekilde istenmeyen sonuçların daha sorunsuz tedavi edilmelerine olanak sağlarsınız.

İstenmeyen bir aksilik ile sonuçlanmış olan bir iplikle germe hastasının nasıl tedavi edildiğini aşağıdaki videoda izleyebilirsimiz:

Kalça (popo) kaldırma

Kalça Kaldırma

Düşük kalçalar kadın görüntüsü açısından çekici değildir ve bacakların boyunu kısa gösterir. Düşük ve belirgin olmayan kalçalar yapısal olabildiği gibi yaşlılık, aşırı kilo değişikleri nedeni ile de gelişebilir. Tedavisinde başlıca şunlar yapılabilir:

Kalça kaldırma ameliyatı

Kalçanın altındaki kıvrımda veya kalça üst kenarında bikini altında iz bırakacak şekilde yapılan bir kesi ile sarkık ve fazla olan kalça derisi toplanarak fazlalıkları kalça çıkıntısı yapacak şekilde orta kısma deri altına yerleştirilir. Fazla dokular kalça çıkıntısını yapmaya yeterli olmazsa kalça büyütme ameliyatı da ilave edilebilir.

Kalça (popo) asma işlemi

Burada amaç kesmeli bir ameliyat yapmaksızın iplikler ile kalçaların daha dik pozisyona getirilmesidir. Kalçalar çok fazla yük taşıyan bölgeler olduğu için bu işlem henüz yanak ve kaş asma kadar uzun ömürlü olmamakta ve daha az uygulanmaktadır.


//

Sarkık Memeler

Sarkık Memeler ve Tedavileri

Doğumlar, yaşlanma, aşırı kilo alıp verme gibi nedenler ile memeler dikliğini kaybedebilir. Sarkma (pitoz) denilen bu durumda meme başları olması gerekenden daha aşağıda bulunur ve memelerin altında normalden daha derin bir katlantı oluşur. Memenin öne doğru olan çıkıntılılığı azalır.

Tipleri

Meme sarkmaları bir kaç şekilde kendini gösterir:

  1. Memeler hem sarkık hem de küçüktür
  2. Memeler normal büyüklükte ama sarkıktır
  3. Memeler hem sarkık hem de normalden daha büyüktür

Yukarıdaki durumlar dışında memelerin sarkıklığı da değişik derecelerde olabilir. Güzel bir memede, ortasında bebeğin emzirildiği meme başının bulunduğu esmer renkli bölge (tıp dilinde areola olarak isimlendirilir) meme altındaki katlantı çizgisinden daha yukarıda olmalıdır. Sarkık göğüslerde meme başı ve areola memenin göğüs duvarındaki alt sınırı olan katlantı çizgisinden daha aşağı sarkar. Buna bağlı olarak da memeler olması gerekenden daha aşağı konumda bulunurlar ve öne doğru olan çıkıntıları azalır. Sarkmanın miktarı arttıkça düzeltme için meme derisi ve dokusunda daha fazla işlem yapılması gerekir. Bu da kalacak izin miktarı ve şeklini belirler.

Düzeltilmesi

Meme sarkıklığının düzeltilmesi ameliyatında ana prensip normalden daha aşağıda olan meme başını yukarıda bir bölgeye taşımak, sarkmış olan meme dokusunu toparlayarak yukarı yerleştirmek ve burada sabit olarak kalmasını sağlamaktır. Yayvanlaşmış ve sarkmış olam memenin toparlanması öne doğru olan çıkıntısını da arttırır. Belirlenen bu hedefe ulaşmak için yapılacak ameliyat memedeki sarkıklığın derecesine ve mevcut meme dokusunun miktarına bağlı olarak değişik şekillerde gerçekleştirilir:

  • Meme dokusunun normal büyüklükte olduğu hafif sarkmalarda meme başı çevresinden yapılan ve fazla farkedilmeyen bir kesi ile düzelme sağlanabilir.
  • Sarkma orta derecede ve memeler biraz küçük ise meme protezi konularak ve areola (meme başının bulunduğu dairesel esmer bölge) etrafında farkedilmeyen bir iz bırakılarak düzeltme yapılır.
  • İleri derecede olan sarkmalarda düzeltme sonrası areola çevresinde ve areoladan aşağı dik olarak inen bir iz kalır. Hastanın bünyesine göre bu iz farkedilmeyecek kadar ince olabileceği gibi değişen derecede farkedilebilir olabilir.
  • Memelerde büyüklük ile birlikte olan sarkmalarda da ameliyat sonrası areola etrafında ve areola altından dik olarak aşağı uzanan bir iz oluşur. İzin uzunluğu sarkıklığın ve meme büyüklüğünün derecesi ile orantılıdır. İzin ne kadar fark edilebileceği ise daha çok hastanın bünyesi ve yara iyileşme özellikleri ile ilgilidir.

Ameliyat öncesi ve sonrası resimleri için Amerikan Estetik Cerrahi Derneği tarafından hazırlanan sayfayı ziyaret edebilirsiniz. (Lütfen açıklamayı okuyunuz)
//

Boyun Germe

Buyun Estetiği

Bir kadını güzel yapan bölgelerden biri de boynudur. Güzel bir boyunda çene altında kabarıklık (gıdı) olmamalı, önde yukarıdan aşağı inen iplik gibi bantlar ve kırışıklıklar olmamalı, boyun ile alt çene arasında dik bir açı olmalı ve yandan bakıldığnda yeterli bir alt çene çıkıntısı görülmelidir. Yaşlanma ve kilo alma özellikle alt çene ile boyun arasındaki açıyı genişleterek görüntüyü bozar.

Nasıl sağlanır?

Boyun estetiği çeşitli ameliyatlar ile sağlanabilir:

Ameliyat ile boyun derisinin gerginleştirilmesi (boyun germe – neck lift).

Deride kulak memesi çevresi ve ensedeki saçların içinde kalacak şekilde bir kesi yapılarak boyun derisi kaldırılır, gerildikten sonra fazlası kesilir ve deri gergin olarak dikilir. Bazan alt çene altından da küçük bir kesi yapmak gerekebilir. Bu işlem ameliyathanede yapılır. Alt çene geride ise ayni anda bunun da düzeltilmesi uygun olur. Rahatsız edici bir iz bırakmayan bu ameliyat sıklıkla yüz germe ameliyatı ile birlikte yapılır. 

İplikle asarak boyun derisini germe

Boyun derisi kesme işlemi yapılmadan iğne ile girilerek deri altına yerleştilen iplikler vasıtası ile gerilir. Düğümler derinin altında kalır. İğne delikleri kısa sürede iz bırakmadan iyileşir. Lokal anestezi ile yapılabilen bu işlemden sonra hasta kısa sürede normal yaşamına dönebilir.

Boyun derisini ütüleyerek sıkılaştırma

Radyofrekans (RF) ve IPL gibi ışın kaynakları ile deri ısıtılarak gerginleştirilebilir.  Diğer ameliyatlara göre daha az riskleri olan bu tedaviler günümüzde ameliyatsız güzellik programları olarak isimlendirilmektedirler.

Gıdı bölgeindeki fazla yağların alınması

Gıdı denilen çene altı bölgesi yağ fazlalığı liposuction yöntemi ile iz bırakmadan giderilebildiği gibi bazı durumlarda çene altına ufak bir kesi yapılarak da alınabilir.

Boyun kaslarına botulinum toksini uygulaması

Alt çenemiz ile köprücük kemiğimiz arasında boynumuzun iki tarafında gerginliği sağlayan bir çift kas bulunur (tip dilindeki adı platisma). Yaşlandıkça bu kaslar normal gerginliğini kaybeder ve boynun ortasına yakın olan kenarları dışarıdan bakıldığında yukarıdan aşağıya uzanan birer bant şeklinde görünmeye başlar. Yaşlı boyunların tipik görüntüsü olan bu dikine bantlar botulinum toksini enjekte edilerek azaltılabilir ve boyuna daha genç bir görüntü verilebilir. Bu uygulamanın etkisi bir yıldan daha az sürede tamamen kaybolduğundan belli aralıklar ile tekrarlanması gerekir.

İlgili yazılar:


//

Kaş Asma (Kaş Kaldırma)

Kaş Kaldırma Estetiği

Düşük kaşlar bakışımızı olumsuz yönde etkiler. Ayrıca ağırlık etkisi ile üst gözkapağında yük oluşturarak görmede sıkıntıya yol açabilir. Kişiler bu durumu düzeltmek için farkında olmadan kaşlarını kaldırmak gereği duyarlar. Bunun sonucu olarak da alında belirgin çizgiler oluşur. Eskiden klasik alın germe ameliyatı ile düzeltilen bu durum günümüzde çok daha basit bir işlem ile düzeltilebilmektedir. Kesme işlemi yapılmaksızın iğne yardımı ile deri altına girilip cerrahi iplik ile kaşlar alına doğru kaldırılır ve yeterli düzelme sağlanınca iplik bağlanır. Düğüm saç içinde deri altına gömülür. Sakinleştirme (sedasyon) ve lokal anestezi ile yapılan bu işlem iz bırakmaz ve kişi hemen normal hayatına dönebilir.

Kaş kaldırma teknikleri

Kaşların kaldırılması için en eski metod kaş üzerindeki deriden yatay bir şerit çıkartarak dikmektir. Bu şekilde deri dikey yönde kısalacağı için kaş da deri ile birlikte yukarı kalkacaktır. Çıkartılan deri kaşa ne kadar yakın ise kaştaki yükselme de o kadar fazla olacaktır.  Ancak burada bir kesme ve dikme olayı söz konusu olduğundan kaçınılmaz olarak da iz sorunu ortaya çıkacaktır. Ne kadar estetik dikiş tekniği uygularsak uygulayalım her kesilen yerde bir iz kalır ve bunun görünürlülük oranı kişiden kişiye ve kesinin yapıldığı yere göre değişir. Yaşlı derilerde kırışıklıklar daha fazla olduğundan kaşın üzerindeki iz alın çizgilerinden biri gibi görünebilir ve dikkart çekmeyebilir. Ancak genç derilerde farkedilir iz kalma olasılığı daha fazladır.

Kaş kaldırma ameliyatı

Kaş üzerindeki deride iz kalması durumunda bu dikkat çeker. Ancak ayni iz saçlara yakın ise veya saçların içinde ise dikkat çekmez. Bu nedenle kaş kaldırma ameliyatlarında eğer alından bir deri çıkartılacak ise bunu saçın içinden veya saçın başladığı bölgenin altından yapmak daha mantıklıdır. Ancak bunun da bir sakıncası vardır. Alın derisi esnek olduğundan çıkartılan derinin kaşı yükseltme oranı mesafeye bağlı olarak azalır. Bu nedenle yükseltilmesi planlanan miktardan çok daha enli bir derinin çıkartılması gerekir. Ayrıca deriyi yukarı çekmeyi kolaylaştırmak açısından alın derisini altındaki kemikten ayırmak ve serbest hale getirmek gerekir. Bu daha geniş bir alanın cerrahi olarak yaralanmasına yol açar ve daha geç iyileşme olarak kendini gösterir. Deri altında bir boşluk oluşması burada kan veya sıvı birikmesine yol açabilir ve bu da alın ve göz kapaklarında şişlik ve morluğa neden olabilir.

Kaş asma işlemlerinin kalıcılığı

Kaş kaldırma operasyonu olarak en kalıcı etki kaşın hemen üzerinden elips tarzında deri çıkartılarak yapılan ameliyatta görülür. Ancak burada bir kesme ve dikiş atma işlemi söz konusudur. Yani vücudu bir şekilde yaralayan bir girişimdir ve iz kalma olasılığı vardır. Saça yakın veya saç içinden deri çıkartılarak yapılan kaş kaldırma işleminde iz kalma sorunu önemsizdir ve yalnız kaşın kalkması değil alındaki kırışıklıkların azalması yönünde de bir yarar sağlanır. Şunu unutmamak gerekir ki yaşlanma ve derinin gevşemesi yaş ilerledikçe hayat boyu devam eden bir süreçtir ve kaç yaşında ameliyat olursa olsun her hastada ameliyat sonrası devam edecektir. Bunun anlamı kaldırılan kaşlar zaman içinde yeniden düşecektir. Ancak bunun kaç yıl sonra olacağı tamamen kişinin biyolojik yaşlanma derecesine bağlıdır. Bazılarında on yıllar alabileceği gibi bazılarında birkaç yıl içinde ortaya çıkabilir.

İple kaş asma

İplikle kaş asma keserek ve dikerek yapılan işlemlere göre çok daha basittir ve vücut çok daha az yaralanma hissi algılar. Bu nedenle de iyileşmesi çok daha çabuk ve sorunsuz olur. Ancak burada da zaman içinde kaşların tekrar düşmesi olasılığı vardır. Kaşları kaldırmak için yerleştirilen sütürler zamanla yumuşak dokuları keserek etkisini kaybedebilirler. Bu süre bazı kişilerde birkaç yıl ile sınırlı iken bazılarında 5-6 yıla kadar çıkabilir. Ancak iplikle yapılan asma işleminin bir avantajı kolaylıkla tekrarlanabilmesidir.  Bu arada iple yapılan kaş kaldırma işlemi ile kılçıklı ipler ile yapılan germe işlemini birbirine karıştırmamak lazımdır. Teorik olarak balık kılçığı şeklindeki iplerin tutma gücü daha uzun ömürlü gibi düşünülebilir ancak günümüzde bu hazır iplikler henüz ideal şekillerini almamıştır. Biz askılama işlerinde (genellikle) kalıcı cerrahi iplikler kullanıyoruz ve bunların boylarını da mümkün olduğu kadar kısa tutmaya çalışıyoruz. Bu iplerin derinin altında hangi düzeyden geçtikleri ve çekmek için hangi katmana tutturuldukları iyi sonuç almak için önemlidir ve ciddi anatomi bilgisi gerektirir. İyi uygulandığında iplikle kaş kaldırma işleminden sonra ciddi bir morluk veya şişlik oluşmaz. Ameliyat sonrası ağrı yoktur ve kişi hemen normal hayatına veya işine dönebilir. Ancak gene de bu işlem bir ameliyattır ve ameliyathanede yapılmalıdır. Deride herhangi bir kesme işlemi yapılmadığından iz kalmaz. Çok nadir olarak deri altındaki ip iltahaplanmaya neden olabilir ancak ip çıkartıldığında durum tamamen düzelir. İpliğin çıkartılması kolay bir işlemdir ve bölge iyileştikten sonra yeniden asma işlemi yapılabilir.

Alın Germe

Alın Estetiği

Güzellik kavramında en çok değerlendirilen yüz güzelliğidir. Yüzümüz kaş, gözler, kirpikler, göz kapakları, burun, dudaklar, çene ve yanaklar gibi parçalardan oluşmuştur. Fazla üzerinde durulmasa da alın yüzümüzün geniş bir kısmını kaplar ve güzellikte önemli rol oynar. Alın bölgesinin alt kenarını kaşlar oluşturur ve kaşlar estetik olarak tartışılmayacak bir öneme sahiptir. Alındaki bir gevşeme kaşları aşağı doğru düşürür. Bu da üst gözkapaklarının görünümünü değiştirir. Üst gözkapaklarındaki bir değişim ise bakışımızı etkiler. Yaşlanmaya veya aşırı kas hareketlerine bağlı olarak alında belirgin çizgilenmeler gelişebilir. Alın çizgileri kişide yorgun ve endişeli bir görünüme yol açar. Ayrıca kaş çatma hareketine bağlı olarak iki kaş arasındaki tıbbi adı “glabella” olan bölgede dikine derin çizgiler oluşabilir. Bu çizgiler kalıcı olursa kişide öfkeli ve huzursuz bir görüntünün ortaya çıkmasına yol açar.

Ne amaçla yapılır?

Alın estetiği daha çok düşük olan kaşları normal yerine getirmek, alındaki ve kaşların arasındaki çizgileri azaltmak için yapılır. Bu işlemler klasik olarak alın germe denilen bir ameliyat ile gerçekleştirilir. Saçların içinden veya hemen başladığı yerden yapılan bir kesi ile alın derisi kaldırılıp gerilerek fazlası kesilir ve deri gergin olarak dikilir. Fazla iz bırakmaz. Üst gözkapaklarını kaldırdığı için bakışı olumlu yönde etkiler. Endoskopik cerrahi ile daha az iz bırakarak kaşları kaldırmak ve kaşlar arasındaki çizgileri azaltmak mümkün olmaktadır. Yeni tekniklerden iplikle kaş asma metodu da daha hafif bir cerrahi işlem ile benzer yararlar sağlamaktadır. Botulinum toksini ile kaşların arasındaki çizgilerin giderilmesi ve kaşların kaldırılması mümkündür.

Alın estetiğinde kaşların kaldırılması veya yukarı doğru asılması önemli bir yarar sağlayabilir. Ancak bu işlemin kaşların düşük olduğu olgularda yapılması durumunda iyi sonuçlar alınabilir. Kaşlar normal pozisyonunda ise bunları kaldırmak estetik bir sonuç almak bir tarafa kişiye sürekli heyret içindeymiş görüntüsü vererek hoş olmayan bir sonuç da verebilir.

Alındaki derin çizgileri gidermenin bir yolu da bu çizgilerin içine dolgu maddeleri vererek doldurmaktır. Bu dolgu işlemi piyasada satılan sentetik dolgu maddeleri ile yapılabildiği gibi kişinin kendisinden alınan dokular ile de yapılabilmektedir. Prof. Dr. Ege Özgentaş her türlü dolgu işleminde kişinin kendisinden alınan yağ ve diğer dokuları kullanmaktadır.

Son yıllarda nörotoksin ve dolgu uygulamaları klasik olarak kesi ile yapılan alın germeleri çok aza indirmiştir. Kesi ile alın germenin bir sakıncası da saçların içinde veya arkasında kalan kesi izinin nadir de olsa belli olması ve uzun süre kesinin arkasında kalan kafa tasında deride his kaybı veya his azalması olmasıdır. Ayrıca alın ve saçlı deri çok kanlı bir bölge olduğu için bu ameliyatlarda nadir de olsa hatırı sayılır ölçüde kan kaybı olabilmektedir.

Bütün yeni teknolojilere karşın günümüzde kala klasik kesi ile yapılan alın germe ameliyatları uygun kişilerde çok güzel sonuçlar vermektedir.

//